MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 11/04/2014NUMARASI : 2013/1148-2014/624Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 10.02.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekili Av. M.. E.. geldi. Karşı taraftan davalı asil V.. Ö.. ile vekilleri Av. M.. E.. ve Av. Ö.. A.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden; belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalılardan 05.02.2000 tarihli sözleşme ile satın alınan ve 18.000 TL bedeli peşin ödenen taşınmazın, sözleşmede belirtilen sürede teslim edilmediğini ileri sürerek; 18.000 TL'nin 05.09.2000 teslim tarihinden itibaren işlemiş 80.256 TL faiziyle birlikte (toplam 98.250 TL) tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsilini (ıslah ile 133.008.91 TL'nin tahsilini) talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; yetki, görev ve zamanaşımı itirazlarında bulunmuş; belgede sonradan eklemeler yapıldığını, taşınmazın tapuda davalıya ait olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile, 05.09.2000 tarihinde ödenen paranın denkleştirici adalet ilkesi gereğince, belirlenen karşılığı olan 133.008.91 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin; 04.02.2013 tarih ve 2012/17486 – 2013/1486 sayılı ilamı ile, özetle “ ..... tarafların geçersiz sözleşme uyarınca verdiklerini karşı taraftan isteyebilecekleri, geçersiz sözleşmeler sebepsiz zenginleşme koşulları gereğince tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralının gözardı edilmemesi gerektiği; ancak, somut olayda, davacı icra takibine itirazın iptalini talep etmiş olmasına rağmen mahkemece; taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde, alacak davası olarak kabul edilerek denkleştirici adalet ilkesi gereğince belirlenen bedelin iadesine karar verilmesinin doğru görülmediği; bundan ayrı olarak da; davalının senette yazılı rakamlarda tahrifat yapıldığını iddia ettiğine göre konusunda uzman bilirkişi raporu alınarak varılacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiği" belirtilerek bozulmuştur.Mahkemece; dairemizin bozma ilamına uyularak, Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış ve sözleşmedeki yazı ve rakamların farklı kalemle yazıldığı ve aynı el ürünü olmadığı, rakamların sıkıştırılarak boş bırakılan yerlere sığdırılmaya çalışıldığının, alınan raporda belirlendiği; bu nedenle, sözleşme gereğince ne miktar ödeme yapıldığının belirlenemediği; buna göre, üzerinde tahrifat yapıldığı sabit olan bu sözleşmeye göre, davacının, iddiasını inandırıcı ve kesin delille ispat edemediği gerekçe gösterilerek; davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmektedir.Somut olayda; davalı, harici sözleşmedeki imzaya itiraz etmemiş; sadece, senette tahrifat yapıldığını ileri sürmüştür. Uyulan bozma ilamı uyarınca alınan Adli Tıp Kurumu raporunda “sözleşmede yer alan “18.000.000.000", “05.09.2000” ve (05.09.2000) “rakamların bir kalemle diğer bütün yazı, rakam ve imzaların farklı fiziki evrakta ikinci bir kalemle oluşturulduğunu, farklı kalemle yazılan yazıların aynı el ürünü olmadığı” sonucuna varıldığı açıklanmış olup, senette tahrifat yapıldığı yönünde bir belirleme yapılmamıştır.Bu durum karşısında; davalı tarafın, senette tahrifat yapıldığı yönündeki iddiasını ispat edemediği gözönünde bulundurularak; harici satış sözleşmesindeki satış bedeli olan 18.000.000.000 TL(eski)'nin daha önce alınan bilirkişi raporuna göre, dava tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değeri olan 133.003.91 TL esas alınmak; ancak, davacının icra takibinde talep ettiği asıl alacak miktarı olan “18.000 TL” ile sınırlı olacak şekilde, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.