Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 20362 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14187 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : ALAŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2013NUMARASI : 2011/171-2013/310Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılardan H.. G.., G.. G.., Sıdıka Girgin vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalıların murisi K.. G..'in elektrik abonesi olduğunu, Mayıs 2007-Ekim 2009 dönemindeki elektrik tüketiminden kaynaklanan borç nedeniyle davalı-borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibine haksız şekilde itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline ve % 40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; tüketim sorumluluğunun kullanıcıya ait olduğu, murisin vefatından sonra kullanıcı kim ise sorumluluğun kullananlarda bulunduğu, dava konusu elektrik sayacının bulunduğu bağın mirasçılar arasında taksim edildiği gerekçesiyle davalı S.. G..'in dava konusu taşınmazda kullanımı olmaması nedeniyle S.. G.. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden yapılan itirazların iptaline, davacı lehine hükmolunan meblağın % 20'si oranında hesaplanan 7.967,79 TL icra tazminatının tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili, davalılar H.. G.., Sıdıka Girgin ve G.. G.. tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, temyiz eden davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava; davalıların murisi adına kayıtlı elektrik aboneliğinden kaynaklanan tüketime ilişkin alacak nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.Dosyanın incelenmesinden davalı mirasçılar aleyhine 30.913,42 TL asıl alacak; 7.564,02 TL işlemiş faiz, 1.364,53 TL gecikme zammı KDV'si üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalıların icra takibine itiraz ederek takibin durdurulduğu görülmektedir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; bilirkişi tarafından esas alacağa 6183 sayılı yasada belirlenen oranlarda gecikme zammı hesabı yapılarak esas alacağa ilave olunmuştur.Somut olayda; davalının murisi ile davacı kurum arasında imzalanan abonelik sözleşmesinde; tüketim bedeli ödenmediği takdirde, esas alacağa 6183 sayılı yasada belirtilen oranda gecikme zammı uygulanacağına dair bir kararlaştırma (hüküm) bulunmamaktadır. Bu durumda esas alacağa (usulüne uygun bir temerrüt ihtarı olmadığından) ancak icra takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilebilir. Hal böyle olunca; yerel mahkemece, davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşmede, ödenmeyen fatura bedeli alacaklarına 6183 sayılı yasada öngörülen oranlarda gecikme zammı uygulanacağının yazılı olduğunu ispat etmediği sürece yasal oranda faiz isteyebileceği göz önünde bulundurulmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Ayrıca; hükmolunan icra inkar tazminatının sadece asıl alacak üzerinden verilmesi gerekirken hükmolunan meblağın ferileri ile birlikte tümü üzerinden yapılan hesaplama sonucu icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.