Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20270 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16737 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 30/06/2014NUMARASI : 2013/265-2014/311Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; davacı ile aralarında görülen boşanma davası ile davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının, davacının emekli maaşı almaya başlaması ve kendisine ait bir adet taşımazı bulunması sebebi ile kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; aldığı emekli maaşının kendisini yoksulluktan kurtarmadığını ve adına kayıtlı taşınmazın boşanma davasından önce de mevcut olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı tarafın emekli maaşı alıyor olmasının ve kendisine ait bir evi bulunmasının davalıyı yoksulluktan kurtarmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.Tarafların sosyo-ekonomik durumlarının araştırmasından; davacının emekli olduğu ve aylık 850 TL emekli maaşı aldığı, yeniden evli olup bu evliliğinden de bir çocuğu bulunduğu, davalının da yine aylık 950 TL emekli maaşı aldığı, kendisine ait evde ikamet ettiği ve adına kayıtlı bir de köy evi bulunduğu anlaşılmaktadır.Yargıtay HGK.nun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 07.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.