MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki çeyiz eşyası ve ziynetlerin aynen veya bedelinin tahsili davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğunu, davacının evlenirken çeyiz olarak getirdiği eşyalar yönünden senet düzenlendiğini, ayrıntısı dilekçede yazılı eşya bedeli olarak 9.520 TL'nin tahsilini, davalı tarafta kalan 5 adet bilezik, 3 tüm altın, 4 yarım altın, 38 adet çeyrek altın ve çift zincirli para küpesi bedeli olarak 15.000 TL'nin tahsilini, davacıya ait 1 inek ve 1 dananın satım bedeli olan 4.000 TL nin tahsilini ve davacının evlendikten sonra yevmiyeli olarak çalışıp kazandığı para ile aldığı buzdolabının bedeli olan 1.500 TL olmak üzere toplamda 30.020 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın çeyiz olarak getirdiği ve çeyiz senedinde yazılı bulunan eşyaların aynen teslimini kabul ettiklerini, düğünde takılan altınların dava dilekçesinde yazılı miktarda olmadığını, altınların büyük bir kısmının tarafların müşterek konutunun zeminine ve tadilatına kullanıldığını, kalan altınların ise davalı tarafından paraya çevrilerek geçiminin sağladığını ve davacı ile müşterek çocuğun nafakasını ödediğini, davacıya ait ineğin davacının ablası ... tarafından satılıp parasının davacıya verildiğini, buzdolabının ise davalı tarafından evlenmeden önce alındığını ve bedelinin davalı tarafından ödendiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 12/06/2007 tarihli senette tek tek belirtilen 27 kalem eşyanın davalıdan alınarak davacıya teslimine, bu mümkün olmadığı takdirde toplam 9.520 TL'nin dava tarihi olan 25/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin sair istemlerin reddine karar verilmiş, hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Ancak; dava konusu uyuşmazlık, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı kocadan istirdatı talebine ilişkindir.Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.Somut olayda, davalı koca, davacı kadının talep ettiği ziynetlerin, büyük bir kısmının tarafların müşterek konutunun zeminine ve tadilatına harcandığını, kalan altınların ise paraya çevrilerek geçimini sağladığını ve davacı ile müşterek çocuğun nafakasını ödediğini savunmuş, ancak davacı kadının bunları iade edilmemek üzere rıza ile verdiğini kanıtlayamamıştır.Hal böyle olunca, davalı kocanın, müşterek ihtiyaçlar için harcanan ziynetlerin, rızayla ve iade şartı olmaksızın kendisine verildiğini ispatlayamadığı, bu nedenle dava konusu olan ve varlığı ispat edilebilen ziynetleri iadeyle mükellef olduğu hususu tartışmasızdır.Öyle ise, mahkemece; 09.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda fotoğraflara göre tespiti yapılan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ziynet eşyalarına yönelik talebin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.