MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin çocuğu ve kardeşi olan ...'in davalıya ait aktif elektrik telinin üzerine düşmesi neticesinde vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını ve bu olay nedeniyle ıstırap yaşadıklarını, olayın gerçekleşmesinde davalının kusurunun bulunduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla anne ve baba için ayrı 10.000,00 TL, kardeş için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma, anne ve baba için ayrı ayrı 350.000,00 TL, kardeş için 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili vekili cevap dilekçesinde; olayın meydana geldiği yerin Köy Hizmetlerinin sorumluluğunda bulunduğunu, müvekkil kuruma açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, kusurun bulunmadığını, talep edilen miktarların fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.İhbar olunan İl Özel İdaresi vekili dilekçesinde; dava konusu direğin maliki ve tadilat, tamirat işlerinden sorumlu olanın davalı olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davalı tarafın değiştirilmesinin ve yeni bir davalı eklenmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın idare bakımından reddini istemiştir.İhbar olunan ... vekili dilekçesinde; davanın muhatabının kendileri olmadığını, davaya konu taşınmazın Belediye Başkanlığına devredilen taşınmazlar arasında yer almadığını belirterek davanın doğru hasma yönlendirilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile anne için 30.047,42 TL, baba için 23.481,56 TL maddi, anne için 150.000 TL, baba için 100.000 TL ve kardeş için 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan ... Büyükşehir'e devredildiğinden .... Büyükşehir Belediye Başkanlığından tahsiline, ihbar olunan davalılardan .... ve .... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacılar vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, mahkemece verilen hükümde her ne kadar davalı ... yönünden ihbar olunan sıfatıyla karar verilmiş ise de, davada davalı sıfatıyla yer aldığı anlaşılmakla; husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi nedeniyle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davanın .... hasım gösterilerek açıldığı, davalı tarafın davanın ihbar edilmesi talebiyle birlikte ... ve ....'ye ihbar dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı, ... vekilinin 6360 sayılı yasa ile idarenin kapatılarak .... Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiğini belirten dilekçesi üzerine Belediye Başkanlığına ihbar olunan sıfatıyla tebligat çıkarıldığı ve mahkemece tazminat miktarlarından Belediye Başkanlığı sorumlu tutularak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.... davada taraf ve feri müdahil olmadığından dolayı kararı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Kaldı ki ,davaya feri müdahil olarak kabul edilse bile, feri müdahilin tek başına kararı temyiz etme hakkı yoktur. Bununla birlikte mahkemece, taraf ve feri müdahil dahi olmayan dava dışı Belediye Başkanlığı hakkında da hüküm kurulduğundan Belediye Başkanlığının temyiz talebi inceleme konusu yapılmıştır. Dava dışı Belediye Başkanlığı temyizinde; dahili davalı sıfatı ile haklarında hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu ifade etmiştir. Yerleşik yargı kararları gereğince, dava dışı Adana Büyükşehir Belediyesi hakkında usulünce açılmış bir dava yoktur. Dahili dava yolu ile davaya katılma ve taraf değiştirilmesi mümkün değildir. HUMK'da bir davanın nasıl açılacağı gösterilmiştir. Buna göre, sorumluların biri hakkında bir dava açıldıktan sonra diğer sorumlu hakkında dahili dava yolu ile dava açılamaz ve hakkında hüküm kurulamaz. Bu nedenle dava dışı Belediye Başkanlığı hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gereğince,yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.