Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20009 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12006 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki Sebebsiz Zenginleşmeden Doğan Alacak Davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü : Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davacının ... ili ... köyü ... mevkii 410 parselde kayıtlı olan taşınmazın 950/6003 hissesini 8544 yevmiye nolu işlem ile ...'dan 13.08.2010 tarihinde satın aldığını, taşınmazın hissedarlarından olan ... tarafından ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/854 Esas sayılı dosyası ile açılan önalım davası neticesinde davacı adına olan tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verildiğini, dava konusu taşınmazın değerinin tapuda satış yapılırken gösterilen değerin üzerinde olduğunu, tapuda davacı adına kayıtlı olan taşınmazın davacının elinden haksız olarak çıkmış olduğundan davalının sebepsiz olarak zenginleştiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin davalının sebepsiz olarak zenginleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde, davacının iddialarının zamanaşımına uğradığını, ayrıca davanın esastan reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacının payı satın aldığı 13.08.2010 tarihi başlangıç kabul edilerek, TBK nun 82.maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi dava açma tarihi itibariyle dolduğundan, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, sözkonusu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.Maddi vakıaları belirtme davanın taraflarına, hukuki nitelendirme ise hakime aittir.6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun md. 5 de yer alan "Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder. Ancak, bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanununda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olur." hükmüne yer verilmiştir.Bu yasal düzenleme uyarınca, uyuşmazlıkta BK 66.maddesi hükmü gereğince 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Zamanaşımı süresinin başlangıcı da tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarih olan 12.03.2012 tarihidir. Bu davanın açıldığı 15.05.2013 tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerekir. Bu gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yazılı düşüncelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, hükmün gerekçesinin HUMK 436/4 (HMK 370/4) maddesi gereğince gerekçesinin değiştirilerek ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.