MAHKEMESİ : BEYŞEHİR ASLİYE HUKUK TARİHİ : 13/05/2014NUMARASI : 2011/19-2014/313Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi-iptali davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı (k.davalı) vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı (k.davalı) vekili Av.S. B. geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılar M.. İ.., S.. K.., M.. İ.. ve U.. İ.. vekili Av.M. A. geldi. Davalılar (k.davacılar) ve vekili gelmediler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı (karşı davalı) vekili dilekçesinde; murisin, ....... Noterliğinin 05.07.2001 tarihli vasiyetnamesi ile dava konusu taşınmazı müvekkili olan davacıya bıraktığını; daha önce söz konusu taşınmazı sağlığında M.Y. isimli şahsa satmış ise de, varislerden Mustafa ve Mehmet'in Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/532 Esas sayılı dosyasında söz konusu satış işleminin iptaline karar verildiğini, hisselerin davalı varisler adına tapuda tescil edildiğini; dolayısıyla, ortada geçerli bir satış iradesi ve satışın bulunmadığını; murisin ilk iradesi olan vasiyetin şartlarının gerçekleştiğini belirterek, vasiyetname ile davacıya bırakılan 6 ada 25 parselde kayıtlı taşınmazda davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar (karşı davacılar) ise, açtığı karşılık dava ile; vasiyetnamadeki şekil şartlarının eksik olduğunu, davacının manevi baskısı altında murisin bu vasiyeti düzenlediğini iddia ederek; vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Birleşen davada ise, davacılar vekili; vasiyetnamenin, öngörülen şekil şartlarına uyulmadan yapıldığını; ayrıca, vasiyetçinin vasiyet tarihinde 75 yaşında felçli ve yatalak olduğunu, davalının baskısı altında bulunduğunu, sonradan yaptığı tasarrufla vasiyetten rücu ettiğini ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini istemiştir.Mahkemece; asıl davanın reddine, karşılık davanın ve birleşen davanın ise; kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı (k.davalı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Kural olarak; bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak bir hukuki durumun mevcut olup olmadığına, kısmen veya tamamen bağlı ise; mahkeme, o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebilir.Hukuk mahkemesinde, görülen bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması, başka bir mahkemenin görevi içindeki bir hususun çözümüne bağlı ise; o hususun görüldüğü davanın sonuçlanmasını, kendisi için bekletici sorun yapabilir.Görülmekte olan bir davanın sonuçlanmasını başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekir.1- Bekleteci sorun yapılacak davanın başka bir mahkemede görülmekte olması,2-İki dava arasında bağlantı bulunması.Davalardan biri hakkında verilecek kararın, diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır. Somut olayda; davacı, asıl dava ile, vasiyetnamenin tenfizini talep etmekte; bir kısım davalılar ise, açtıkları karşılık dava ile, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmektedir.Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. Bu sebeple, dava konusu olan vasiyetnamenin bir iptal davasına konu olup olmadığının araştırılması gerekir. Dava konusu olan vasiyetname, bir iptal davasına konu olmuş ise, bu dava bekletici mesele yapılmalıdır. Vasiyetnamenin iptali davası sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinin beklenilmesi ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir.Ne var ki, somut olayda; hem vasiyetnamenin tenfizi davası, hem de vasiyetnamenin iptali davaları, aynı mahkemede ve aynı dava dosyasında birlikte görülmüştür. Bu durumda, öncelikle, vasiyetnamenin iptali davalarının tefrik edilerek, ayrı bir esasa kayıt edilmesi ve vasiyetnamenin tenfizi davası için, iptal davasının sonuçlanmasının bekletici mesele yapılması gerekecektir.Öyle ise, mahkemece; yukarıda açıklanan esaslar gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı (k.davalı) taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı (k.davalı) tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.