Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19929 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10986 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 13/11/2014NUMARASI : 2014/472-2014/543Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının xxxxxxxxxxxx numaralı kurumsal GSM hattı abonesi olduğunu, 22.08.2011 son ödeme tarihli 3.643 TL bedelli faturanın ödenmeyen 3.035,84 TL'si, 23.01.2012 son ödeme tarihli 143,70 TL ve 22.02.2013 son ödeme tarihli 2.345,38TL fatura bedelinin, tahsili için İzmir 20. İcra Müdürlüğü'nün 2012/4905 E. sayılı icra takip dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, davalı yanın takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalıya tahsis edilen 2 adet telefon hattı bulunduğunu, bunlardan 505 xxx xx 71 numaralı hattın taahhüt tarihlerinin 23.03.2010 başlangıç, 28.02.2011 bitiş tarihli olduğunu, taahhüt sona erdikten sonra faturasız hatta geçiş talebinde bulunduğunu, hattın 29.07.2011 tarihinde iptalinden sonra 22.08.2011 ödeme tarihli 3.643 TL faturanın düzenlendiğini, borcu 6 taksitte ödediğini, bu faturadan sonra aynı hatta ilişkin 2011 yılı Eylül ayı ila 2012 yılı Ocak ayı arasında değişen miktarlarda her ay fatura düzenlediğini, faturaların hattın iptalinden sonra olup yasal dayanağı olmadığını, taahhüdün süre dolduktan sonra iptal edildiği halde faturaya cayma bedeli eklendiğini, 505 xxx xx 72 numaralı hattın ise 22.07.2010 başlangıç, 30.06.2012 bitiş tarihli taahhüdünün olduğu halde 04.01.2012 tarihinde iptal edildiğini, E- 71 cihaz kampanyasından yararlandığını, davacının bu hatta ilişkin ancak 5 aylık cihaz taksidini talep edebileceğini, ancak birinci hatta cihaz kampanyası olmadığı için ücret talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davacının toplam fatura alacağının, bilirkişi tarafından, 6.132,13.-TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, borçlunun itirazının kısmen iptali ile, icra takibinin 5.209,63.-TL asıl alacak, 308,17.-TL faizsiz alacak, 527,94.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.045,74.-TL üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava, itirazın iptaline ilişkindir.HMK 266. hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, dava konusu alacağın dayanağı GSM aboneliği nedeniyle düzenlenen faturaları, her bir hat için ayrı şekilde, kullanıma ilişkin ücretlendirme, varsa taahhütleri, süresi, taahhütlerin sürelerine uyulup uyulmadığı, uyulmamışsa hattın iptali nedeniyle ödenmesi gereken tutar, yararlanılan kampanyalar ve ücretlendirme şekli itibariyle incelenerek denetime elverişli bir şekilde hesaplanmamış, mahkemece bu rapor doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin telefon aboneliğinden kaynaklanan dava konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının, telefon aboneliğinden kaynaklanan dava konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek dava konusu fatura alacağı dayanağı telefon hatlarının kullanım süresi, yapılan taahhüt, yararlanılan kampanyalar ve ücretlendirme şekli açısından ayrı ayrı faturalarının incelenerek denetime elverişli bir şekilde hesaplanması için rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.