Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ :.... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar (bir kısım) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; .... ilçesi ... Beldesi K... mevkii 113 ada 10 parsel sayılı, halen müvekkilinin zilyetliğinde bulunan taşınmazı 1991 yılında davalılardan satın aldığını, 5.000TL'si arsa bedeli, 3.000TL' si muhdesat olmak üzere 8.000TL satış bedelini davalı Ö.. Ç.. ve dava dışı B.. Ç..' a ödediğini, bedelin davalılar arasında, ne şekilde paylaşıldığını bilmediğini, davalıların taşınmazın tapuda devrinden kaçındıklarını, müvekkilinin, taşınmaza faydalı masraflar yaptığını belirterek öncelikle tapu iptal tescil, aksi halde 19.138TL masraf bedeli ile 5.000TL arsa bedeli olmak üzere toplam 24.138,20TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Ümmügülsüm Çakmak, davaya cevap vermemiştir.Davalılar E.. S.., H.. Ş.. ve H.. G.. cevap dilekçelerinde; kimseden para almadıklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir.Davalı A.. Ş.. ve Y.. Ö.. cevap dilekçelerinde; anneleri davalı Ümmügülsüm' e ve kendilerine para verilmediğini savunarak davanın reddini istemişlerdir. Davalı Ö.. Ç.. cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı 20 yıl önce davacıya sattıklarını, tüm davalıların satışa rıza gösterdiklerini, hak sahibi olan herkesin payına düşen parayı aldığını, kendisinin de 1.330TL parayı B.. Ç..' tan aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı F.. D.. cevap dilekçesinde; davacının, davalının eşine satış bedeli olarak 730TL para verdiğini, ancak kalan 600TL alacağını ödemediğini, alacağın bugünün değerinin ödenmesi halinde taşınmazı devrini kabul edebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı A.. K.. cevap dilekçesinde; kendisinin davacıdan 300TL alacağının bulunduğunu, aradan 23-24 yıl geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, tapu iptal tescil talebinin reddi, arsa bedeline ilişkin talebin kısmen kabulü ile davalı Ö.. Ç..' tan 1.330TL, davalı A.. K..' dan 1.000TL, davalı F.. D..' dan 733TL' nin, bu davalılardan, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, masraflara ilişkin talebin ise kısmen kabulü ile 17.247 TL' nin tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Ümmügülsüm ve Ö.. Ç.. dışındaki davalılar tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava, harici satım sözleşmesine dayalı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği tahsiline ilişkindir.02.02.1991 gün 1990/1 E.-1991/1 K.sayılı YİBK'da vurgulandığı gibi iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir.Bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalılara teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. Somut olayda davacı vekili müvekkilinin satış tarihi olan 1991 yılından itibaren taşınmazda zilyet olduğunu açıklamış, zilyetliğin sona erdiğine ilişkin de delil sunulmamıştır.Davacının satış bedelinin iadesine ilişkin talebi yönünden; davacının satış parasını geri isteyebilmesi, kullanımında bulunan taşınmazı geri vermesi ile mümkündür. Bu nedenle satış bedelinin bir kısım davalılardan alınmasına karar verilmekle birlikte, aynı zamanda ve karşılıklı olarak taşınmazın da zilyetliğinin davalılara teslimine, taşınmaz davacının elinde bulunduğundan, hükmedilen alacağa da taşınmazın iadesi tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmektedir. Dava konusu taşınmaza davacı tarafından yapılan masraflara ilişkin talep yönünden ise; dava tarihi itibariyle, davacının, taşınmazı kullandığı, zilyetliğinin devam ettiği, dosya kapsamı ile anlaşıldığına göre dava tarihi itibariyle henüz dava hakkı doğmadığının ve henüz iktisabın da oluşmadığının kabulü gerekirken, masraflara ilişkin talebin kabulüne dair hüküm kurulması isabetli olmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş, dava konusu taşınmazın davalılara iadesi koşuluyla, satış parasının bir kısım davalılardan tahsiline ve masraflara yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.