Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19885 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17622 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ORTACA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/09/2014NUMARASI : 2014/318-2014/338Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 08/12/2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. R.. G.. geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. H.. O.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalılar arasında düzenlenen 24.12.2009 ve 12.07.2010 tarihli ortaklık sözleşmeleri gereğince davacının davalılara ait 9 ve 16 nolu parsellere nar bahçesi yapılacağı, ilk 2 yılda davacının nar bahçesine zarar vermeden ikinci ürün ekebileceği, 6 yılın sonunda net karın paylaşılacağı kararlaştırılmasına rağmen, davalıların nar ağaçlarına zarar verildiğini iddia ederek, sözleşmeyi 21.09.2010 tarihinde feshettiklerini belirterek, davacının taşınmaza yaptığı masraf bedeli 50.536 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili cevabında; taraflar arasında düzenlenen ikinci sözleşme gereğince davacının nar bahçesine karpuz ekmemesi gerektiğini, buna rağmen ikinci ürünü ektiğini, sözleşmeye aykırı davrandığını beyan etmiştir.Mahkemece; (İş Mahkemesi sıfatıyla) 17.07.2013 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulü ile 49.990 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, davalılar vekilinin temyizi üzerine 9. Hukuk Dairesi'nin 20.03.2014 tarihli ilamı ile davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğinden bahisle, bozma kararı verilmiştir. Bozma ilamına uyulmasından sonra görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 12.09.2014 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne, 49.990 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında düzenlenen 24.12.2009 tarihli “Ortaklık Sözleşmesi” gereğince davacının davalılara ait iki taşınmaza nar bahçesi yapacağı, davacının nar bahçesine zarar vermeden ilk 2 yıl ikinci ürün ekebileceği, sözleşme süresinin 01.01.2010 tarihinde başlayıp 17 yıllık olduğu, sürenin bitiminden en geç iki ay önce taraflardan birinin feshetmediği takdirde sözleşmenin aynı koşullarla uzamış sayılacağı, yenilenen 12.07.2010 tarihli “Ortaklık Sözleşmesi” ile sadece davacının ikinci ürün ekmesine ilişkin maddenin kaldırıldığı, ancak yasaklanmadığı, diğer maddelerin aynı kaldığı anlaşılmaktadır.Davacının sözleşme gereğince davalılara ait taşınmazlara nar ağaçları dikerek nar bahçesi haline getirdikten ve daha ikinci sözleşme yapılmadan önce birinci sözleşme hükümlerine göre davacının nar ağaçlarının arasına karpuz diktiğinden bahisle, nar ağaçlarının zarar gördüğü belirtilerek, 21.09.2010 tarihli ihtarname ile davalılar tarafından sözleşme feshedilmiş ve davacı taşınmazdan çıkarılmıştır.Davada, davacının davalılara ait taşınmazlara yaptığı fide, gübreleme, damla sulama sistemi, elektrik panosu, vana, pompa vs. masrafların davalı tarafta kalması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bedeli talep edilmektedir.Sebepsiz zenginleşme, TBK'nun 77-82. (BK.'nun 61-66) maddelerine göre, haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının mal varlığından veya emeğinden yararlanma olarak tanımlanmış, zenginleşen kişinin bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğu madde hükmünde açıklanmıştır.Davalıların sebepsiz zenginleştiği miktarın belirlenmesi amacıyla mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporunda; “Taşınmaz üzerinde hali hazırda herhangi bir sulama sistemi yoktur” açıklaması yapılmasına rağmen raporun sonuç kısmında damla sulama sistemi maliyeti 24.825 TL ile ilaç, gübre, işçilik vs. bedeli 8.647 TL toplamı 49.990 TL davacının alacaklı olduğu miktar açıklanmış, itiraz üzerine talimatla alınan ikinci bilirkişi raporunda da aynı miktar belirtilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildi.Ancak, davada talep edilen damlama sulama sistemi ile ilgili mahallinde yapılan keşifde yerinde görülmediği belirtilmesine rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda sulama sistemine ilişkin bedelin hesaplanması ile birlikte davacının alacaklı olduğu miktarı belirten raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi Yargıtay denetimine uygun olmadığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece; dava konusu sulama sisteminin davalılarda kaldığını iddia eden davacıdan delilleri sorularak, gerekirse bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle bu konuda belirlenen çelişkinin giderilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.