Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19872 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10679 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ANKARA 8. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 09/04/2015NUMARASI : 2015/15-2015/502Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; tarafların Ankara 3.Aile Mahkemesinin 2008/266 Esas sayılı kararıyla boşandıklarını, davalı için 455 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, karar sonrasında davalının emekli olup, aylık almaya başladığını, ayrıca Kırıkkale'de bulunan taşınmazından kira aldığını, çocuklarının da maddi destekte bulunduğunu ve yoksulluğunun ortadan kalktığını, müvekkilinin ise siroz ve kalp hastalıklarıyla uğraştığını, çalışmayıp başkalarının yardımına ihtiyaç duyduğunu, müvekkilinin geçinemediğini belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin boşanmadan önce emekli olduğunu, boşanma sırasındaki mevcut koşullar esaslı şekilde değişmedikçe bu koşulların tarafları bağlayacağını, davalının kira gelirinin de boşanma öncesinde var olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne yönelik verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 23.10.2014 tarih 2014/5721 Esas 2014/13986 Karar sayılı ilamı ile “...mahkemece tarafların sosyo-ekonomik durumları nazara alınarak, tarafların boşanma sırasında mevcut koşullarında esaslı şekilde bir değişiklik olup olmadığı değerlendirilip, koşullarda esaslı bir değişiklik olduğunun tespiti halinde yoksulluk nafakası miktarında hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiği halde davanın tümden kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediğinden bahisle...” bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise davanın kısmen kabulü ile, davalıya ödenmekte olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 10 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK.nun 176.maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder.Somut olaya gelince; mahkemece bozma ilamı öncesinde yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne yönelik verilen kararın Dairemizin 23.10.2014 tarih 2014/5721 Esas 2014/13986 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karşın bozma ilamı gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin araştırma sonuçları ve dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacı emekli olup, aylık 1.100 TL maaş aldığı, aylık 400 TL otel ücreti ödediği ve siroz hastası olduğu; davalının ise, boşanmadan önce 15.05.1995 tarihinde emekli olduğu, 2013 yılı itibariyle aylık 1.118 TL geliri olduğu, boşanmadan önce 1996 yılında adına tescil edilmiş bir taşınmazı bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında görülen dosya kapsamında yeralan Ankara 3.Aile Mahkemesinin 2008/266 Esas-2008/311 Karar sayılı boşanma dosyası incelendiğinde ise; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda bu davanın davalısı lehine aylık 400 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve hükmedilen nafakanın her yıl TÜİK'ce belirlenecek TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği ve verilen bu kararın 12.03.2008 tarihinde taraflarca temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları karşılaştırılarak, bozma ilamı gereği yerine getirilerek önceki nafaka takdirinde kurulan dengeyi koruyucu şekilde, "hakkaniyete" uygun nafakanın yeniden belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile nafakadan fahiş oranda indirim yapılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.