MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, ticarethane abonesi olan davalı aleyhine elektrik borcunun tahsili amacı ile icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, dava konusu aboneliğin bulunduğu iş yerini 2002 yılında terk ettiğini, faaliyetine son verdiğini diğer kurumlara bildirdiğini, elektrik aboneliğinin de iptal ettirmiş olması gerektiğini, ancak o tarihli abone dosyasının bulunmadığından, buna ilişkin belgelere ulaşılamadığını, kendisinden sonra söz konusu yeri başka şahısların kaçak olarak kullandıklarını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26.maddesine göre; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, 38. maddeye göre idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, 50. maddeye göre fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde 20 gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra faturu bedeli 10 gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” hükmü getirilmiştir.Müşteri Hizmetler Yönetmeliğinin 24.maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir.01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda, davalı, davacı şirketin elektrik abonesidir. Aboneliğin tesis edildiği taşınmazı terk etmesine rağmen, abonelik kaydını sildirmemiştir.Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davacı kuruma karşı müteselsilen sorumludur.Davalının, 16.8.2009–19.07.2010 yılları arası, elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz.Abone, tüketilen elektrik bedelinden sorumlu olacaktır. Ancak, abonelik sözleşmesinde, belirli bir oranda gecikme zammı alınacağına ilişkin hüküm var ise; Elektrik İdaresi Yönetmelik Hükümlerine göre, elektriği kesmesi gereken tarihe kadar, bu oran üzerinden gecikme zammı talep edebilir. Bu durumda, elektriği kesmesi gereken tarihten sonra, elektriği kesmeyerek zararın artmasına sebep olacağından, gecikme zammından indirim yapılması gerekir. Ancak bu indirim de yasal faize kadar olur.Bu ilkeler ışığında somut olaya gelecek olur isek, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde, belirli bir oranda gecikme zammı alınacağına dair bir hüküm bulunmadığından, davacı idarenin, faturaların ödenmemesi sebebiyle ancak yasal faiz talep edebileceği gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre ise; asıl alacak üzerinden, icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, asıl alacak ve gecikme bedeli üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi de doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.