Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1981 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 395 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; davalı eşin, ailesinin etkisinde kalarak müvekkiline karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, bir süre sonra tayini ...’a çıkan davalı eşin yeni görev yerine de yalnız gittiğini ileri sürerek; müvekkili için aylık 800 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkili tarafından davacı aleyhine ... 6, Aile Mahkemesinde 2011/955 Esas sayılı dosya ile boşanma davası açıldığını savunarak; davaların birleştirilmesini talep etmiştir.Mahkemece; “... 6.Aile Mahkemesinin 2011/955 Esas sayılı dava dosyası ile davalının boşanma davası açtığı, tedbir nafakasının boşanmanın feri unsurlarından olduğu, bu dava dosyasında verilecek kararın ... 6.Aile Mahkemesinin 2011/955 Esas sayılı dava dosyasının kararını etkileyeceği” gerekçesiyle davanın, taraflar arasındaki boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.6100 sayılı HMK.nun 166.maddesinde, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilebileceği düzenlenmiştir. Ancak, davalar arasında bağlantının var sayılabilmesi için, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek durumda olması gerekmektedir.Somut olayda; ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 197.maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu, buna göre davaların aynı sebepten doğmadığı anlaşılmaktadır.Öte yandan, taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın, eşler evlilik birliğinin ayrı bir dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md 195-201). Diğer bir anlatımla, tedbir nafakası isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Bu durumda, davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunmadığı da ortadadır. Hal böyle olunca mahkemece, davanın esasına girilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.