Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19782 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20445 - Esas Yıl 2014
Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : SİLVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/06/2014NUMARASI : 2013/671-2014/215Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; 26.09.2013 günü Silvan İlçesi Gürpınar Köyü Çalıönü Mezrasına ait kim tarafından ve nasıl çıkarıldığı tespit edilemeyen anız yangınında müvekkiline ait olan 1 adet gebe büyükbaş hayvanın (inek) davalı kuruma ait devrilen ağaç elektrik direğindeki tellere kapılarak karnındaki yavrusu ile birlikte telef olduğunu, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararların kusursuz sorumluluk ilkeleri gereğince davalı kurumdan tazmini için dava açma zaruretinin doğduğunu iddia ederek hem inek hem de yavru için 2.000TL maddi zararın fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak şartıyla davalı kurumdan faizi ile birlikte tazminini talep ve dava etmiştir. Davalı kurum vekili cevap dilekçesi ile; olayda tehlike sorumluluğu ilkesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde anız yangınının 3. kişiler tarafından çıkarıldığı belirtildiğinden davalıya dava konusu olayda atfı kabil bir kusur bulunmadığını, meydana gelen zararda illiyet bağı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; olaya müdahale eden Jandarma ekiplerince tutulan 26.09.2013 tarihli olay yeri tespit tutanağında yangının çıktığı mahalde bulunan tarlaların tamamının aynı aileye mensup kişilere ait olduğu, onların bilgisi ve rızası olmadan kimsenin orada anız yakmasının mümkün olmadığı ve yangın neticesinde devrilen direkte bulunan kablonun kopmadan yere değmesi sonucunda yüklenen elektrikten geçen akımın hayvanlara zarar vermiş olabileceğinin belirtildiği, kazanın olduğunun belirtildiği tarihte yörede çok sık olarak görülen anız yangınları sonucunda benzer olayların meydana geldiği, dava dışı üçüncü kişi tarafından kasten çıkarılan yangın sonucunda direğin yanarak devrildiği ve üçüncü kişi tarafından nedensellik bağının kesildiği böylece davalının tehlike sorumluluğu uyarınca da sorumluluğuna gitmenin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklanan hayvan ölümü nedeniyle, uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur. Kusursuz sorumlulukta zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Kusursuz sorumlulukta ancak illiyet bağının kesildiği durumlarda sorumluluktan kurtulmak mümkündür. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinini ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.Somut olayda; her ne kadar yangın, dava dışı üçüncü kişi ya da kişilerin anız yakması sonucu meydana gelmiş ise de, davacının hayvanının ölümüne sebep olan olayın, doğrudan yangın değil, davalı kuruma ait ağaç direğin yangın sebebi ile devrilmesi ve hayvanın elektrik akımına kapılması olayı olduğu anlaşılmaktadır.Bu kapsamda, enerji nakil hattının sahibi bulunan davalı, bu yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden ve ahşap nitelikte olan elektrik direğinin muhtemel yangından korunması için alınması gerekli önlemleri almamaktan dolayı sorumludur. Bu sorumluluk, hukuki niteliği itibariyle kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluktur. Bu sorumluluktan kurtulabilmek için fiil ile oluşan zarar arasındaki illiyet bağının kesildiğinin ispatı davalı kuruma aittir.Bununla birlikte, tüm dosya kapsamı itibariyle, davacı taraf olay günü davalı kurum kayıtlarında, direğin devrildiği esnada ilgili hattın açma verdiği şeklinde bir arıza ihbarı bulunduğunu, buna rağmen davalının aynı hatta 10 dakika sonra tekrar enerji verdiğini ve bu olayın zararın bu kadar büyük boyutta ortaya çıkmasına sebep olduğunu belirtmiş olup, dosyada mevcut Silvan TEDAŞ Elektrik Arıza Servis görevlilerince tutulan tutanak ve arıza ihbar defteri kayıtlarına göre de, olay tarihinde saat 07:20 sıralarında dava konusu elektrik iletim hattının TEİAŞ indirici merkezinde toprak korumadan açtığı bilgisi geldiği, 10 dakika sonra hatta bulunan köylerden ihbar gelmemesi üzerine hatta tekrar enerji verilerek hattın denendiği ancak tekrar toprak korumadan açma yaptığı için bu kez saat 08:00 sıralarında arıza bulunan bölgeye giderek yapılan kontrolde direğin yanarak devrildiğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, her ne kadar yangının üçüncü kişiler tarafından çıkarıldığı hususu kabul edilmiş olsa da, TBK düzenlemeleri de dikkate alınarak yukarıda açıklanan şekilde davalı kurumun gerekli bakım ve denetim sorumluluğunu yerine getirip getirmediği ve ayrıca kendilerine gelen "enerji hattının toprak açması yaptığı" yönündeki ihbar sonrası hatta yeniden enerji verilmesi hususlarının, zararın meydana gelmesindeki etkisi, eş söyleyiş ile davalı kurumun bu fiilleri ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, tüm taraf delilleri toplanarak ve gerektiğinde uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.