Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19761 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12036 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, taraflar arasında ...Noterliğinin 08.11.2010 tarihli ve 27434 yevmiye nolu İR.20066774 nolu maden sahasında ... Köyü lokal alanının ortak işletmesine dair sözleşme imzalandığı, sözleşme gereğince maden ruhsatı sahibi davalının maden işletme ruhsatını kurulacak olan şirkete devretmeyi kabul ettiğini, ancak müvekkili olan davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği halde davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/33 D.İş sayılı dosyası ile bu hususun tespit edildiğini belirterek 343.316 TL nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili 23.01.2013 havale tarihli cevap dilekçesi ile; 6102 sayılı TTK'nın 4.maddesi gereğince davanın ticari dava olduğunu, ayrıca taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi gereğince ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle dosyanın görevli ve yetkili olan ... Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davada her iki tarafın tacir olduğu, açılan davanın ticari işletme ile ilgili olduğu, taraflar arasında yapılan sözleşmede ... Mahkemelerinin yetkili kılındığı, HMKnın 17/1 maddesi gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu belirtilerek yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık; adi ortaklıktan doğan alacak istemine ilişkindirSomut olayda; ... Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün 19.11.2013 tarihli yazısına göre davacının şirket ortağı olduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin şirket tarafından değil bizzat davacı tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesinin konusunun ticari iş olması adi ortakların birbirlerine karşı açtıkları davanın ticari dava olduğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle mahkemece davanın ticari dava olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir, ancak davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması sebebiyle bu yanılgı sonuca etkili görülmemiştir.6100 sayılı HMK md. 10 uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkilidir. Ancak, HMK md. 10'da yasal ifade bulan sözleşmeden doğan davalarda ifa yeri mahkemesinin yetkisine ilişkin sözkonusu yetki kuralı kesin nitelik arzetmez.6100 Sayılı HMK'nun 19/2.maddesi gereğince "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz."...nun 19/4.maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" hükmü getirilmiştir.O halde, somut olayda; kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı olmadığına ve süresinde yetki itirazı da bulunmadığına göre, mahkemece, kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği ortadadır.Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın davalı tarafça süresinde yetki itirazında bulunulmadığı halde, davanın esasının incelenmesi yerine doğrudan yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.