MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili için ... 4. Aile Mahkemesince 2011/994 Esas ve 2012/448 Karar nolu ilamı ile 160,00 TL iştirak nafakası bağlandığını, davacının ihtiyaçların arttığını, paranın alım gücünün azaldığını, nafaka miktarının ihtiyaçlarını artık karşılamadığını ileri sürerek, müvekkil için verilen 160,00 TL nafakanın artırılarak 400,00 TL’ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; yeniden evlendiğini, bu evliliğinden çocuğu olduğunu, kira ödediğini ve ailesini geçindirdiğini belirterek, makul oranda artırıma karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; mevcut nafakanın yetersiz kaldığı gerekçesiyle; tarafların sosyal ve ekonomik durumu, hakkaniyet ilkesi gözetilerek, dava tarihinden itibaren iştirak nafakasının aylık 400,00 TL'ye çıkartılmasına ve her yıl TÜİK tarafından açıklanacak olan ÜFE oranında otomatik olarak artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın, 328. maddesi hükmü gereğince; ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi)TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.Tüm bu maddeler doğrultusunda, mahkemece, iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.Somut olayda; davalının memur olduğu, ayda 2.166 TL geliri olduğu, 390 TL kira verdiği, evli ve bir çocuğu olduğu; davacının velayeti kendisinde olan annesinin memur olduğu, aylık 2.250 TL maaşı olduğu, kendisine ait evde yaşadığı, ev kredisi borcu ödediği; davacı çocuğun ise 2004 doğumlu olduğu, öğrenci olduğu, annesi ile kaldığı anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine, özellikle dava tarihi itibarıyla davacının annesinin de çalıştığı ve müşterek çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı biraz fazla bulunmuş, bu husus hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacının çalışan annesi ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, daha uygun nafakaya hükmetmek olmalıdır.Bundan ayrı; usulüne uygun verdiği vekaletname ile açılan davada çocuğun velisi olan Gülhan Bulut’un yerine lehine iştirak nafakası talep edilen ve ayırt etme gücüne haiz olmayan çocuğun davacı sıfatıyla yargılamada yer alması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.