.Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı; davalı ile 23.10.2003 tarihinde evlendiklerini, davalının ailesinin sürekli evliliklerine müdahale ettiklerini, davalının da buna ses çıkarmadığını, evlilik birliğine ilişkin sorumluluklarını yerine getirmediğini, en sonunda da kendisini ve çocukları evden kovduğunu, bir daha da arayıp sormadığını, dolayısıyla ayrı yaşamada haklı olduğunu iddia ederek, kendisi ve müşterek iki çocuğu lehine ayrı ayrı 400’er TL tedbir nafakasının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, evlilikleri boyunca davacının çoğunlukla kendi ailesinin evinde kaldığını, en sonunda da tatile gideceğini söylediği halde bir daha eve dönmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının kendi iradesi ile evden ayrılıp annesi yanına döndüğü, davacının ayrı yaşama hususunda haklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1- Dosya kapsamından davacı kadının, ayrı yaşamada haklı olduğunu ispat edemediği anlaşılmasına göre; mahkemece, kadının tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, bu nedenle bu yöne ilişen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.2- Davada, ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı davacı kadın ve müşterek çocuklar lehine tedbir nafakası istenilmiştir. ./.. -2-Türk Medeni Kanununun 327/1. maddesi gereğince; ana babanın küçük çocuğun bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderlerini karşılamakla mükellef olmasına ve müşterek çocuğun fiilen davacı anne yanında bulunduğunun anlaşılmasına göre; çocukların ihtiyaçları, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ölçüsünde davacı anne yanında bulunan çocuklar lehine, uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken (davacı kadının ayrı yaşamada haklı olmadığından bahisle) küçük için istenen tedbir nafakasının da reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.