MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki yardım nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; 2013 yılında davacının çocukları olan davalı ... için 250,00 TL ve davalı ... için 400,00 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, davacının nafakaların belirlendiği tarihte memur olarak çalışırken dava tarihi itibariyle emekli olduğunu, davacının emekli olması nedeniyle maaşının düştüğünü, davacının davalı çocukları için kullandığı banka kredisi borcu ödediğini, davalı ...’un tercümanlık yaparak gelir elde ettiğini ve davalıların annelerinin çalıştığını iddia ederek, yardım nafakalarının indirilerek aylık 100’er TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; yardım nafakası davalarının kesinleşmesinin üzerinden çok kısa bir süre geçtiğini, davacının krediyi çocukları için harcamadığını, davalıların çalışmadığını ve davalıların öğrenim hayatlarına devam ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının maaşının düşmesi, davalı ...’un zaman zaman çalışıyor olması ve davalı ...’un annesinin yanında eğitim hayatına devam ediyor olması gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile yardım nafakalarının ayrı ayrı aylık 200,00’er TL’ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yardım nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 328/2 maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez.Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.Somut olayda; ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/94 Esas ve 2013/887 Karar sayılı ilamı ile davalı ... için 250 TL yardım nafakasına ve...2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/91 Esas ve 2013/1101 Karar sayılı ilamı ile davalı ... için 400 TL yardım nafakasına hükmedildiği, davacının yardım nafakası davaları sırasında memur olarak çalışırken daha sonra emekli olduğu, 1.322 TL maaş aldığı, davacının maaşında azalma olduğu, kira ödemediği, evli olduğu; davalı ...’un Kıbrıs’ta özel üniversitede öğrenci olduğu, part-time çalıştığı; davalı ...’un ... Meslek Yüksek Okulunda öğrenci olduğu, annesi ile yaşadığı anlaşılmaktadır.Ancak; dinlenen davacı ve davalı tanıkları beyanlarında davacının emekli olduktan sonra çalışmaya devam ettiğini, iş takipçiliği yaptığını ve gelir elde ettiğini ifade etmelerine rağmen buna ilişkin araştırma yapılmadan ve davalıların dava dışı annelerinin sosyal ekonomik durumunun da araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; davacının sosyal ekonomik durumunun etraflıca araştırılıp, gerekirse çalıştığına ilişkin zabıta ile araştırma yapılarak davacının geliriyle, dava dışı annenin de sosyal ekonomik durumunun araştırılıp, davalıların giderleriyle orantılı şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.