Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19657 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11769 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 10/12/2014NUMARASI : 2014/775-2014/730Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalıya ait abonelikte kullanılan elektrik tüketim bedelinin (toplam 2.950 TL) ödenmemesi nedeniyle tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalini ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; husumet nedeniyle ve davalının 31.01.2008 tarihli mahkeme kararı üzerine taşınmazı tahliye ettiğini, daha sonra hiç kullanmadığı, dava dışı malikin burayı başkasına kiraya verdiğini, bedelin kullanan kişiden talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek reddini dilemiştir.Mahkemece; davalının taşınmazı 30.01.2008 tarihinde tahliye ettiği, ilgili dönemin 19.10.2010-14.05.2008 tarihleri arasında olması nedeniyle enerjinin davalı tarafından kullanılmadığı, ayrıca taşınmazın tahliye sonrası 3. kişiye kiralandığının anlaşıldığı, Elektrik Piyasasında Perakende Satış Sözleşmesi Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ'in 7- (1) maddesine göre, faturanın ödenmemesi üzerine ikinci ihtar ve enerjinin kesilmesi yükümlülüğünü yerine getirmeyip, fatura tarihlerinden sonraki bir dönemde enerji bedelinin ödenmemesi nedeniyle aboneye müracaat etmesinin yerinde olmadığı tebliğde yer alan yükümlülüğü yerine getirmeyen davacının talepte haklı olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24.maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir. 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davacı kurum, 15.06.2005 ila 15.02.2008 tarihleri (tahakkuk tarihleri) arasındaki elektrik tüketim faturaları bedelinden oluşan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. Davacı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davalı kuruma karşı müteselsilen sorumludur. Davalının yaklaşık 2 yıl gibi bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaları ödememesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davacının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından kusur oranında indirim gerektirir. Aksine düşünce davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açar.Hal böyle olunca; mahkemece,dava konusu bedellerin nasıl belirlendiğine dair tüm bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması sağlanmalı, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile, davacı kurumun davalıdan isteyebileceği bedeller hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıca dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca, davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, yönetmelik gereğince davacı tarafından elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenerek, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davalının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı nazara alınıp,ayrıntılı,açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davacı kurumun tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme,soruşturma ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.