MAHKEMESİ : ERBAA 1. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 18/09/2014NUMARASI : 2012/137-2014/299Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; tarafların, 20/06/2009 tarihinden itibaren evli olduklarını, müşterek çocuklarının bulunmadığını, aralarında anlaşmazlık bulunduğunu, evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını belirterek tarafların boşanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; evliliğin, davacının kusurlu davaranışları nedeniyle çekilmez hal aldığını belirterek davanın reddini; karşı davasında ise; davalı – karşı davacının müşterek konuttan ayrılırken özel eşyaları ve ziynet eşyalarını yanına almadığını, daha sonra kocanın tutumu sebebiyle eve dönemediğini, bu eşyaların kocada kaldığını, eşyalarını almak için daha sonraki bir tarihte eve gittiğinde, kapının kilidinin değiştirilmiş olduğunu gördüğünü ileri sürerek, tarafların boşanmasına, lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına ve özel eşyalar ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, iadenin mümkün olmaması halinde ziynet eşyalarına karşılık olmak üzere, 20.000 TL nin yasal faizi ile birlikte davalı -karşı davacı kadına ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; asıl ve karşı davanın boşanma yönünden kabulü, karşı davada yoksulluk nafakası talebinin kabulü, ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmiş, hükmün davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2011/5649 E., 2012/2540 K. sayılı ilamı ile "... davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yersiz olduğu, toplanan delillerden davalı-davacı kadının ziynetlerinin davacı-davalı koca tarafından dayısına ait fabrikanın kasasında muhafaza edildiği ve kadına iade edilmediğinin kanıtlandığı, davalı-davacının ziynet eşyalarının miktar ve cinslerinin belirlenip bu konuda denetime elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği..." gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile 25.217,64 TL' lik ziynet eşyasının aynen, mümkün olmadığı takdirde değerinin davacı–karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı–karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.HMK. 297. Maddesi (HUMK. md. 388) gereğince; mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında, açık ve tereddüte yol açmayacak şekilde infazı kabil karar vermesi gerekir. Aynı kanunun 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre ise, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.Somut olayda; mahkemece, davalı-karşı davacıya aynen iadesine karar verilen eşyaların tür ve nitelikleri de açıklanmak sureti ile tek tek yazılması gerekirken, mahkemece bu husus göz ardı edilerek, "25.217,64TL'lik ziynet eşyasının" davalı–karşı davacıya aynen iadesine şeklinde infazı mümkün olmayan bir karar verilmesi doğru görülmemiştir.O halde, mahkemece; davacıya aynen iadesine karar verilen eşyaların tür ve nitelikleri de açıklanmak sureti ile tek tek yazılması gerekirken, mahkemece bu husus göz ardı edilerek, "25.217,64TL'lik ziynet eşyasının" davalı- karşı davacıya aynen iadesine, şeklinde infazı mümkün olmayan karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma sebebine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.