Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : .... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalının, davacı rektörlüğe bağlı ..... Meslek Yüksek Okulu'nda araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 94. md. Gereği, 28.11.2012 tarihli kararname gereğince, 14.11.2012 tarihinden itibaren müstafi sayılan davalıya, davacı üniversite tarafından peşin ödenen 15.10.2012 ila 14.11.2012 tarihlerine ilişkin maaş ödemesinin iadesi için 2.518,18TL asıl alacak üzerinden başlatılan takibe, davalının yetki ve borca itiraz ettiğini, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, cevap dilekçesinde; müstafilik süresinin başladığı tarihin 14.11.2012 olduğunu, bu nedenle 15.10.2012 tarihli maaşı hak ettiğini, davacı üniversitenin, davalının .... Üniversitesine geçişi için muvafakat vermeme işleminin iptali talebiyle açtığı ...... İdare Mahkemesi 2013/359 E. 2014/358 K. Sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleşmesinin beklenilmesini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu, davalının ikâmetgâhı olan Ünye İcra Dairesi' nin yetkili olduğu, davalının icra takibine vaki yetki itirazında haklı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından, süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.Somut olayda; davacı üniversite, öğretim elemanı olarak görev yapmakta iken göreviyle ilişiğinin kesilmesi nedeniyle, 15.10.2012 ila 14.11.2012 tarihleri arasında, davalıya ödenmiş olan maaşın tahsili amacıyla davalı aleyhine ............ ............ Esas sayılı dosyası ile takip başlatmış, davalı, takibe itirazında, yetkili icra dairesinin kendi ikametgahının bulunduğu yer olan Ünye İcra Daireleri olması gerektiğini açıklayarak, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. İcra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuştur. Davacı alacaklı, itirazı benimsemeyerek, takibin başlatıldığı yerde bulunan, .....Asliye Hukuk Mahkemesinde, işbu davayı açmıştır.İcra İflas Kanunu'nun 50.maddesi gereğince; "Para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK.nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur."HMK'nın 6.maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabilir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Öte yandan; yine aynı kanunun 17.maddesinde tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri belirtilmiştir.Tarafların sözleşmede yetkili mahkemeyi kararlaştırmış olmaları, HMK.nun 6.maddesi uyarınca genel yetkili olan ve 10. maddedeki kural gereğince özel yetkili bulunan mahkemelerin yetkilerini kaldırmaz. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 05.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı).Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağa ilişkin, dava ve takipler, davalı/borçlunun ikametgahı olan icra daire ve mahkemelerinde görülmelidir. Ancak, somut olayda, davacı üniversite, takibe konu, davalının çalıştığı dönemde, taraflar arasında 2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanunu'ndan mütevellit bir sözleşmenin bulunduğunu, bu nedenle, sözleşmenin yapıldığı icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür.O halde, mahkemece, davalının, davacı üniversite ile sözleşme ilişkisi içerisinde çalışıp çalışmadığı araştırılarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.