Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : CEYLANPINAR ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2014NUMARASI : 2014/1-2014/195Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında görülen Ceylanpınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/168 Esas, 2010/28 Karar sayılı nafaka artırım ilamı ile davacı kadın ve müşterek çocuklar Ömer ve Medine için hükmedilen ayrı ayrı 100,00 TL yoksulluk ve iştirak nafakasının yetersiz kaldığını, davacının ev hanımı olduğunu, başka geliri bulunmadığını belirterek yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye, müşterek çocuklar için iştirak nafakasının ayrı ayrı 300,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakaların her yıl yıllık Haziran ayı TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; serbest olarak çalıştığını, banka kredileri nedeniyle ekonomik olarak zor durumda olduğunu, çocukların okul ve diğer ihtiyaçlarını karşıladığını, nafaka ödeyemediği zamanlarda borç alıp ödeme yaptığını, talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, aradan geçen süre, davacının işsiz olması, çocukların ihtiyaçlarının artması ve hakkaniyet ilkesi gereğince davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL’ye, müşterek çocuklar Ömer ve Medine yönünden iştirak nafakasının ayrı ayrı 300,00 TL'ye çıkartılmasına, nafakaların her yıl Haziran ayı TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4 maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı Kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Dosya kapsamına göre davacı kadının çalışmadığı, sigortalılık kaydının 30/06/2013 tarihinde sona erdiği, banka hesabında sosyal yardım bilgisi bulunduğu, 200,00 TL kira ödediği, davalının sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre ise, kamyon garajında komisyon işi yaptığı, 1.000,00-1.500,00 TL gelirinin olduğu, kira ödemediği, adına kayıtlı bir aracının bulunduğu tespit edilmiştir.Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, davacı kadın için hükmedilen en son yoksulluk nafakası miktarına, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki olumsuz değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece; önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu, hakkaniyete uygun oranda artırım kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde hükme bağlanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiş, bu husus bozmayı gerekmiştir. Ayrıca hükmedilen nafakanın, yıllık artış oranına ilişkin yerleşmiş Yargıtay Uygulamaları göz önünde bulundurularak ""TÜİK tarafından açıklanan ÜFE" oranında artışına hükmedilmesi gerekirken "tüfe oranında" artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.