Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19462 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11293 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ....ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine; duruşma talebinin miktar yönünden reddiyle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; .... ....ada ....parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı bulunduğunu, davalı adına kayıtlı bulunan ... ada.....parselin bir bölümünün hata sonucu davacı tarafından kendi taşınmazına katılarak kullanıldığını, zilyetliğinin 35 yıl sürdüğünü, davacının taşınmaza iyiniyetle fıstık ağacı diktiğini, 35 yıldır bakımını yaptığını, ağaçların davalının taşınmazında kalması nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini belirterek; ....ada ..... parselin davacı tarafından kullanılan kısmının tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde söz konusu kısım üzerindeki ağaçların bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı adına kayıtlı ....ada ..... parsel sayılı taşınmazın kötü niyetli işgal ettiğini, kendi arazisi 700 m2 olmasına rağmen 20.000m2 arazi işlettiğini, davalı tarafından elatmanın önlenmesi davası açıldığını, ağaç bedellerini isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; taşınmaz devrinin şekil şartlarına tabi olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının iyiniyetli olarak taşınmazı imar ve ihyada bulunarak fıstık ağacı yetiştirdiği ve iyiniyetinin korunması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL imar ve ihya bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Uyuşmazlık, davacı tarafından dikilip yetiştirilen ve davalının taşınmazında bulunan fıstık ağaçları yönünden davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği ve kapsamı noktasında toplanmaktadır.Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken, diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. TMK'nın 722.maddesinde; "Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur.Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıya yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir."Aynı kanunun, 723.maddesinde ise; "Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür.Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir.Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir." hükümlerini içermektedir.Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından davalı adına kayıtlı taşınmazın bir kısmına fıstık ağaçları dikmek suretiyle el atıldığı, bu kısmın davacı adına kayıtlı taşınmazla fiilen birleştirildiği ve bütün oluşturulduğu görülmektedir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda; davalının taşınmazına dikilen fıstık ağaçlarının 35-40 yaşlarında olduğu, davacıya ait taşınmazın tesis kadastrosunun 12/10/1990 yılında kesinleştiği ve tapu kaydının oluşturulduğu, davalıya ait 94 parsel sayılı taşınmazın ise tapu kayıt ve tedavüllerinin celp edilmediği, tapu kaydının hangi tarihte oluşturulduğu da anlaşılamamaktadır.Hal böyle olunca; davalıya ait taşınmazın tapu kayıt ve tedavüllerinin celbiyle, tapu kaydının kesinleşme tarihinin belirlenerek taşınmaza dikilen fıstık ağaçlarının yaşının da dikkate alınması suretiyle davacının iyiniyetli olup olmadığının tespit edilmesinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucunda hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.