Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19459 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11291 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/07/2014NUMARASI : 2014/17-2014/220Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davacı işverenin gemi adamları ile yaptığı görüşmeler sonrası Malta Bayraklı gemilerde çalışmalarını teklif ettiğini, koşulların kabul edilmesi durumunda dava dışı T. S. LT şirketine bu teklifi iletmekte bu şirket tarafından da kabul edilmesi durumunda gemi adamı ile donatan arasında sözleşmenin kurulduğunu, davalının da bu şekilde M/V Nesrin gemisinde çalışmaya başladığını, yapılan belirsiz süreli hizmet akdi ile fazla mesai ücreti dahil ücretin 1.400,00 TL olarak belirlendiğini, geminin Finlandiya devleti Kaskinen limanında bulunduğu sırada bazı gemi adamlarının karşı çıkmasına rağmen davalının da aralarında bulunduğu bir kısım gemi adamlarınca Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu (ITF olarak adlandırılır) yetkililerinin gemiye davet edildiğini ve hukuken geçerli bir sözleşme olmasına rağmen davalıya noksan ödeme yapılmış gibi 5.820 Euro tutarındaki meblağın derhal ödenmesi aksi halde geminin boykot edileceğinin belirtildiğini, yapılan görüşmeler sonrası geminin bağlanmasının milyon dolarlara varacak zararların doğmasına neden olacağından dolayı söz konusu ödemenin 09/11/2007 tarihinde yapıldığını, davalının ücretlerinin çalıştığı sürede devamlı ödendiğini, söz konusu ödemenin haksız zenginleşme olduğunu ve bu zenginleşmenin haklı bir nedene dayanmaması şirketin cebir ve tehdit altında bu ödemeyi yaptığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklı saklı kalmak kaydıyla 10.150,00 TL ücretin 9/7/2011 tarihinden işleyecek avans faizi ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı gemi adamından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının güverte reisi olarak görev yaptığını, üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirdiğini, görevi bitene kadar donatanı zarara uğratmadığını, sadece uluslararası standartların altında kalan hakkı olan maaş farklarını donatandan aldığını, hukuka aykırı bir durumun olmadığını, davacının taraf sıfatının bulunmadığını, sözleşmenin ihtirazi kayıt konulmadan imzalandığını ve ödemelerin yapıldığını, cebir ve tehdit iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacı işverenin cebir ve baskı altında gemi çalışanlarına ITF'nın belirlediği ücret farklarının, geminin aksi taktirde bağlanacağı ve hizmet alamayacağı baskısı ile ödenmek zorunda kaldığı, taraflar arasındaki 13/07/2007 tarihli ücret sözleşmesinin tarafları bağladığı, davalının da bu doğrultuda davacıdan ücret aldığı, davalıya yapılan fazla ödemelerin baskı sonucu irade dışı yapılan ek ödemeler olduğu gerekçesiyle bu nedenle sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davanın kabulü ile 10.150,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren (19/11/2007) yasal faiz yürütülmesine ve davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyanın incelenmesinde; davacı şirketin acenta sıfatıyla Malta bayrağı taşıyan gemide çalıştırılmak üzere davalı gemi adamı ile iş sözleşmesi imzaladığı, ana maaşın aylık 1.400,00 TL olarak belirlendiği, geminin Finlandiya Kaskinen limanında bulunduğu sırada Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu yetkilileri tarafından yapılan kontroller neticesinde, gemi adamlarının ücret ve çalışma koşullarının Uluslararası standartlara uygun olmadığının tespit edildiği, ardından gemi kaptanının donatandan aldığı yetkiye Federasyon yetkililerinin talepleri doğrultusunda 12/11/2007 tarihinde özel sözleşme imzaladığı, sözleşmeyle birlikte davalıya 4.700 Euro ek ödeme yapıldığı görülmektedir.Davacı taraf davalıya yapılan ilk sözleşme haricindeki ödemenin geminin boykot edileceği, bunun sonucunda geminin tahliye işlemlerinin gerçekleşmeyeceği, limandan hareket edemeyeceği ve telafisi imkansız zararlar doğuracağı tehlikesiyle cebir ve tehdit altında ödendiğini iddia etmektedir.Uluslararası hukuk kuralları gereğince akit serbestisi prensibi kabul edilmiştir. Taraflar kanuna ahlak ve adaba, kamu intizamına, şahsiyet haklarına aykırı olmamak şartıyla aralarında her konuda serbestçe sözleşme yapabilirler (B.K.(19-20). (6098 sayılı TBK. 26-27). Böyle bir kararlaştırma, taahhüt tarafları bağlar. Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu ulaştırma işçisini temsil eden, taşımacılık sektörü ile ilgili istihdam, çalışma koşulları ve emniyet konuları hakkında kararlar alan ve taşımacılık işçilerinin çıkarlarını temsil eden kuruluş niteliğindedir. Bu kapsamda davalı gemi adamını temsil yetkisi bulunan Federasyon denetimi sonrasında imzalanan sözleşme gemi adamına yetki veren donatanı ve gemi adamını bağlar niteliktedir. Söz konusu sözleşme geçerli olduğundan cebir ve tehdit iddiasının doğru olmadığı belirlenmekle yapılan ödemeleri iadesi mümkün bulunmamaktadır.O halde; geçerli sözleşme gereği ödeme yapıldığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.