Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1938 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17435 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : NEVŞEHİR 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/06/2013NUMARASI : 2011/393-2013/395 Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili bakanlığa bağlı Devlet Hastanesi bünyesinde, tahakkuk eden elektrik faturalarının incelenmesinde; Resmi Sağlık Kurum ve Kuruluşlarına ait faturalarda ticarethane için belirlenen birim fiyatlarının esas alınması sonucunda, davacı hastane açısından 3.232,00 TL fazladan ödeme yapıldığının anlaşıldığını; idarece haksız ödenen bedelin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 30.10.2009 tarihinde imzalanan hisse devir sözleşmesi ile özelleştirildiğini, bu sözleşmeden önce yapılan 24.07.2006 tarihli sözleşmeye göre sorumluluğun TEDAŞ’a ait olduğunu; bu nedenle, öncelikle davanın husumetten reddi gerektiğini; alacağın zamanaşımına uğradığını, EPDK mevzuatı açısından da davacının bir alacağının bulunmadığını savunup; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; “…tüm dosya kapsamına göre; davacı idarenin davalı şirkete dahil olmak istediği abone grubu talebiyle ilgili belgelere ve şirket tarafından yapılan abone tespitine ilişkin itirazına rastlanmadığı, dava konusu elektrik faturaları bedellerini, davacı idare itirazsız ödediğinden; ticarethane abone grubunu kabul etmiş sayılmaktadır. Yine davacı abone, davalı şirketin ticarethane abone grubu tespitine, ikinci faturanın son ödeme tarihine kadar itiraz etmediğinden, davalı şirketin uygulamasını kabul etmiş sayılarak geriye yönelik bir hak talep edemeyeceği hükmünün açık olduğu, dolayısıyla da davalı şirketin uygulamaları, EPDK hükümlerine uyarlık arz ettiği kanaatine ulaşılarak, davacının davasının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur, gerekçesiyle” davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.EPDK.nun 24.08.2006 tarihli kurul kararına göre onaylanan “20 dağıtım şirketi için tarife uygulamalarına ilişkin usul ve esaslara” ilişkin düzenlemenin abone grubunun tespiti başlıklı bölümünde “…şirket tarafından yapılan abone grubu tespitine, ikinci faturanın son ödeme tarihine kadar itiraz etmeyen müşteri, şirketin kararını kabul etmiş sayılır ve geriye yönelik bir hak talep edemez” şeklinde düzenleme bulunmakta olup, davalı, davacının abone grubu tespitine itiraz etmediği için talepte bulunamayacağını savunmaktadır Oysa ki, davacı idareye bağlı aboneliğin devlet hastanesine ait olduğu davalıca bilindiği gibi, düzenlenen faturalarda da müşterinin Devlet Hastanesi olarak düzenlendiği ve sözleşmenin de bu şekilde yapıldığı anlaşılmaktadır. Abone olan davacı idareye ait hastanenin resmi sağlık kuruluşu olduğunu bilen davalının faturasını resmi tarifeye göre düzenlemesi gerekir. Davacı idarenin abone grubu tespitine zamanında itiraz edip etmemesinin de bu bağlamda sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla, abonenin resmi sağlık kurumu olduğunu bilmesine rağmen ticarethane grubu olarak faturalandırma yapmış olması davalının kusurundan kaynaklanmakta olup, davacının abone grubuna itiraz etmemesi de davalıya bir hak bahşetmez. Hal böyle olunca, davacının, ticarethane olduğu gerekçesiyle tahakkuk ettirilen fatura bedelinden fazla ödediği miktarı istemekte haklı olduğu kabul edilmeli, fazla ödemenin miktarıyla ilgili alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.