MAHKEMESİ : KONYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/05/2014NUMARASI : 2012/454-2014/215Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının evli olduklarını, davalının davacıyı döverek evden kovduğunu, ziynet eşyalarının iadesi için Konya 1. Aile Mahkemesinin 2004/808 E. - 2009/979 K. sayılı ilamı ile davalıdan aynen, olmadığında 22.765 TL bedelinin 19.12.2003 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verildiğini, 6. HD'nin onama ilamı ile hükmün kesinleştiğini, davanın 5 yıl sürdüğünü, bu süre içerisinde altın fiyatlarının arttığını, ilamlı icraya davalının halen ödeme yapmadığını, faizle karşılanamayan zararları bulunduğunu belirterek şimdilik 10.000 TL, ıslah ile 33.563 TL munzam zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında, ilamın kesinleşmesini beklemeden icraya konulabileceğini, davalının kusuru olmadığını beyan etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 33.563 TL'nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, önce Aile Mahkemesinde açılmış, Aile Mahkemesinin görevsizlik kararı temyiz edilmeden kesinleşmiş, hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Taraflar arasında görülen Konya 1. Aile Mahkemesinin 2004/808 E-2009/979 K.sayılı ilamı ile davacı kadına ait 22 ayar 1 kg altın, set ve 5 adet burma bileziğin davalıdan aynen, olmadığında bedeli 22.765 TL'nın 19.12.2003 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline ilişkin hükmün 6.HD'nin onama ilamı ile 11.11.2010 tarihinde kesinleştiği, 18.05.2010 tarihli ilamlı icra takibi ile 22.765 TL asıl alacağın faizi ile birlikte toplam 40.079 TL'nın talep edildiği, davalı tarafından aynen iade yapılmadığı gibi, bedelinin de ödenmediği anlaşılmaktadır. Davada, davacının davalı eşinden ziynet eşyalarının bedeline ilişkin talebinin faizle karşılanamayan zararının tahsili talep edilmektedir.Munzam zarar, borçlunun para borcunu ifada geçikmesi nedeniyle, faizin alacaklının gecikmeden dolayı uğradığı zararı karşılayamaması halinde söz konusu olabilir. Bu durum, özellikle ifada gecikilen zaman süreci içinde, başka bir deyişle ifada temerrüt tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede para değerinde meydana gelen değer kaybının temerrüt faizinden fazla olması halinde geçerli olacaktır. Borçlunun borcunu zamanında ifa etmemesi halinde uygulanacaktır.4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde, "Aile Mahkemeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre, Aile Hukukundan doğan dava ve işleri görür" hükmü getirilmiştir.Taraflar karı-koca olup, dava konusu ziynet eşyalarının bedelinin ödenmemesinden kaynaklanan zararın tahsiline ilişkin talebin, asıl davanın görüldüğü Aile Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Nitekim, TBK'nun 122/2. (BK'nın 105/2.) maddesine göre "Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hakim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder." denilmektedir.Bu durumda, dava konusu ziynet eşyalarının bedeline ilişkin zararın tahsili davasında görevli mahkeme, asıl davanın görevli olduğu Aile Mahkemesidir. Görev, kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınmalıdır. HUMK'nun 25. (HMK'nın 21/1-c) maddesi gereğince, mahkemece; davanın Aile Mahkemesinde görülmek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurılması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.