Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19218 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10008 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : AYDIN 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2015NUMARASI : 2014/1020-2015/236Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Aydın Aile Mahkemesinin 2007/1028 Esas ve 2007/867 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu karar ile davacı için 50,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede takdir edilen nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış yapıldığını, talep edilen nafakayı ödeyecek gücünün olmadığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir.Mahkemece; tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma dosyasında davacının 50 TL yoksulluk nafakasını kabul ettiğini, boşanma tarihinden bu yana tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında enflasyon dışında bir değişiklik olmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir.TMK'nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir. TMK 176/4.maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında gözönünde tutulacak husus; geçen süreçte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin önceki kurulan dengeyi bozup bozmadığıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklarının ihtiyaçlarını karşılayacak nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafaka artırılmalıdır.Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davacının ev hanımı olduğu, çalışmadığı, aylık 400,00 TL kira ödediği, 1994 model Lada marka otomobilinin bulunduğu, davalının ise Astsubay olarak görev yaptığı, 2300 TL civarı maaş aldığı tespit edilmiştir. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.