Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19212 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10011 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : KARŞIYAKA 3. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 22/04/2015NUMARASI : 2014/668-2015/287Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; tarafların 15.02.2014 tarihinde evlendiklerini, davalının kıskançlık sebebiyle davacıya bir çok kez şiddet uyguladığını, davalının evlilik birlikteliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkilinin çalışmadığını, gelirinin bulunmadığını, davalının ise Pegasus Havayollarında pilot olduğunu, maddi durumunun iyi olduğunu, müvekkilinin eşinin desteğine ihtiyacının bulunduğunu belirterek, davacı lehine aylık 7000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, açılan nafaka davasını kabul etmediğini, talep edilen nafakanın fahiş olduğunu, bu nedenle davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 1.500 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda; kolluk araştırmasına göre, davacının ev hanımı olduğu, ailesinin yardımı ile geçindiği; davalının ise Pegasus Hava Yollarında pilot olarak çalıştığı, aylık 12.690 TL maaşının bulunduğu bildirilmiştir.Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır.Biçim koşullarının getirilişindeki amaç, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.Somut olayda, mahkemece 17.12.2014 tarihli ara kararı ile davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 2500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş. Mahkeme hükmünde, ise davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir. Karar bu haliyle infazda tereddüt yaratacak niteliktedir.Bu bağlamda, hüküm fıkrası infazda tereddüte yol açmayacak şekilde açık olmalı, duraksama yaratmamalıdır.Hal böyle olunca mahkemece, infazda tereddüte yol açmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, bu yön gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre davacı ve davalı vekilinin sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.