Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19144 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12717 - Esas Yıl 2015
İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : KULA ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 13/05/2015NUMARASI : 2014/250-2015/143Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında velayeti müvekkiline verilmiş olan müşterek çocuk için hüküm altına alınmış olan iştirak nafakasının, çocuğun masraflarının artması nedeniyle yetersiz kaldığını ileri sürerek, iştirak nafakasının 150 TL’den 500 TL’ye çıkartılmasını talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; iştirak nafakasının boşanma davasında protokolle belirlendiğini, emekli maaşı ile geçinmeye çalıştığını ve hakkında birçok icra takibi bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 50 TL arttırılarak aylık 200 TL’ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü,330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü,331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir.Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Buna göre, nafaka takdirinde; çocuğun yaşça büyümesi nedeniyle artan ihtiyaçları ile ana ve babanın mali durumlarındaki değişiklik araştırılıp, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar verilmelidir.Somut olayda; artırılması istenilen nafakanın 20.03.2013 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma davası ile kararlaştırıldığı, davacının ev hanımı olduğu, 514 TL yetim aylığı aldığı, 250 TL kira ödediği, davalının emekli olduğu, 1.200 TL emekli maaşı aldığı ve babasına ait evde oturduğu, müşterek çocuğun ise Anadolu Öğretmen Lisesi 9. sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, tarafların gelir durumu ile orantılı, müşterek çocuğun artan ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda ve hakkaniyete uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile düşük nafaka takdir edilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.