Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19143 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12521 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : BAHÇE ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 12/02/2015NUMARASI : 2014/390-2015/31Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2011 yılında evlendiklerini, iki müşterek çocukları olduğunu, davalının başka bir kadınla gönül ilişkisi olduğunu, bu kişi ile yaşamaya başladığını, davacının çocuklarıyla birlikte ailesinin yanına sığınmak zorunda kaldığını, davalının, davacı ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını ileri sürerek, davacı için 500,00 TL ve müşterek çocuklar için 250’şer TL tedbir nafakasına hükmedilmesini istemiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; davacı kadının eşi olan davalı tarafından başka bir bayanla gönül ilişkisi olması nedeniyle terk edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı için 500,00 TL ve müşterek çocuklar için 250’şer TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir.4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir.TMK.nun 6. maddesine göre; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”6100 sayılı HMK’nun yargılamaya hakim olan ilkeler ile ilgili birinci kısım 2. bölümünde; ‘Hukuki dinlenilme hakkı’ başlıklı 27. maddesinde; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği açıklanmıştır. Somut olayda; davacı ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesi ile tedbir nafakası talep etmiştir. Davacı taraf cevap dilekçesi ile tanıklarını bildirmiştir. Davalı taraf ise davaya cevap vermeyerek iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.Mahkemece, davacının davalıdan ayrı yaşama hakkının olup olmadığının tespiti açısından, davacının tanıklarının dinlenmediği, davacının davalıdan ayrı yaşamakta haklı olup olmadığı olgusunun araştırılmadığı anlaşılmakla, ilk celsede davanın kabulüne karar verilmiştir.Bu itibarla mahkemece; davacının iddiasını ispatına, davalının da savunmada bulunmasına yönelik olarak, taraf delilleri toplandıktan ve tanıklar dinlendikten sonra, davacının davalıdan ayrı yaşamakta haklı olup olmadığı değerlendirilerek, çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için davacının ayrı yaşamda haklı olduğunun kanıtlanmasının gerekmeyeceği hususu da gözönünde bulundurularak, edinilecek kanaate göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.