Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19131 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11711 - Esas Yıl 2015
Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : SAKARYA 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 03/02/2015NUMARASI : 2013/882-2015/71Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesi ile;davalıya ödenmekte olan aylık 300 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece,davanın kabulü ile karar tarihinden itibaren davacının ödediği yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların 2007 yılında boşandıkları, davalı lehine aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, Sakarya Aile Mahkemesinin 2010/779 Esas 2011/29 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasının 300 TL'ye yükseltilmiş olduğu görülmüştür.TMK'nun 175. maddesine göre boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Aynı yasanın 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine aynı yasanın 176/4.maddesine göre de tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" bu itibarla asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmanın yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir.Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır.Mahkemece, davalının babasından kalan maaşının ve taşınmazlarının bulunduğu, belirtilerek davacı tarafından davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ancak davalıya miras kalan taşınmazların değeri tespit edilmemiştir.Hal böyle olunca; mahkemece, davalıya miras kalan malların değeri tespit edilerek,davalıya bağlanan maaş miktarı ile birlikte değerlendirilerek, davalı açısından yoksulluğun ortadan kalkıp kalkmadığı hususunun değerlendirilmesi ayrıca kaldırma talebinin azaltma talebini de içermekte olduğu dikkate alınarak bu hususunda değerlendirilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.