Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19049 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11453 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : BALIKESİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/07/2014NUMARASI : 2013/422-2014/281Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, dava dilekçesinde; davalıdan 2 adet arsa satın aldığını, davalının kurduğu kooperatife ortak olarak kaydedildiğini, bu nedenlerle davalıya değişik tarihlerde ödemeler yaptığını, davalının anılan hususlara ilişkin tahsilâtları yapmış olmasına rağmen taşınmazları tarafına tapuda devretmediğini, kooperatifin iptal edildiğini ve ödediği paraları iade edeceğini söylemesine rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığını, alacağın tahsili için başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun % 20'dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde; davacıya borcunun olmadığını, alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir..Mahkemece, dosya kapsamına göre; davacının iddiaları açısından yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilebilecek 1979, 1980 yıllarına ait belgelere dayandığı , zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilse dahi, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı temyiz etmiştir.Bir davada, “def’i” niteliğinde olan zamanaşımı itirazının söz konusu olması durumunda, mahkemece talep hakkının zamanaşımına uğramış olduğu kabul edildiği takdirde, işin esasına geçilmeden davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekli olup, ancak dava konusu hakkın zamanaşımına uğramadığı, ya da zamanaşımı definin süresinde kullanılmadığının kabulü halinde işin esası incelenerek esastan hüküm kurulabilir. Mahkemece; bu yön gözardı edilerek, yazılı şekilde hem zamanaşımı hem de esastan reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.