Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19021 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11212 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : BAFRA 1. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 17/02/2015NUMARASI : 2014/48-2015/87Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; davalı ile 1965 yılında evlendiğini, müşterek dört çocuklarının bulunduğunu, davalı kocasının kendisine bakmadığını, başka bir kadınla İstanbul'da yaşadığını, aldığı emekli maaşının ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini, kanser tedavisi gördüğünü, tedavi masraflarının çok olduğunu belirterek; aylık 650,00 TL tedbir nafakasının, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştirDavalı, dosyaya cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.Mahkemece; davacının emekli maaşı aldığı, kendisine ait evde oturup kira vermediği, bakmakla yükümlü olduğu kimsesinin bulunmadığı, davalının ise İstanbul'da kirada oturduğu, aylık 300,00 TL kira giderinin bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; davacının, davalı eşinden tedbir nafakası talep etme hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. (TMK m.195) Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, birinin, diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Davacı eşin nafakaya hak kazanabilmesi için ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlaması gerekir. Tedbir nafakası talep eden eşin belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin, davalı eşin gelirinden fazla olması, davalı eşi, ortak giderlere katılma yükümlülüğünden kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir. Zira; tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı eş, aile birliğinin ortak giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.Diğer taraftan hakim, tedbir nafakasının miktarını tayin ederken eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Hal böyle olunca mahkemece; davacının ayrı yaşamda haklı olup olmadığı hususu üzerinde durularak, ayrı yaşamda haklı olduğunu ispat eden eşin, geliri olsa ve bu geliri, davalı eşin gelirinden fazla bile olsa, tedbir nafakası alma hakkının olduğu ilkesinden hareketle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davacı kadının sosyal ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.