Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1878 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3926 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde;muris ...'in ... Noterliği'nce düzenlenmiş olan 26.07.1996 tarih ve 35648 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile vasiyetnameye konu taşınmazı kendisine vasiyet ettiğini,murisin 15.10.2008 tarihinde vefat ettiğini,murisin vasiyetnamesinin ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/294 Esas 2009/395 Karar sayılı dosyasında açılıp okunduğunu ve bu kararın kesinleştiğini,yine bu karara dayalı olarak da ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/294 Esas sayılı dosyasında verilen 27.07.2009 tarihli ek karar ile murisin atanmış mirasçısı olduğuna karar verildiğini belirterek,tenfiz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde;bu davanın mirastan doğan ve terekenin paylaşımına ilişkin bir dava olup kesin yetki kurallarının geçerli olduğunu,murisin yasal mirasçı bırakmadan vefat etmesi nedeniyle Devletin yasal olarak murisin mirasçısı olduğunu,Hazine yasal hasım olduğundan davanın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.Mahkemece;davacının davasının kabulü ile; ... Noterliği'nin 26.07.1996 tarih ve 35648 yevmiye nolu re'sen düzenlenen vasiyetname ile murisin davacıya vasiyet ettiği taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş,hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davada, vasiyetnamenin yerine getirilmesi ve vasiyete konu taşınmazın davacı adına tapuya tescili talep edilmiştir.Tenfizi istenen dava konusu vasiyetnamenin, muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp, mirasçı nasbına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. (TMK. md. 516). MK. md.600 uyarınca; muayyen mal vasiyetinde, vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir. Uygulamada bu dava vasiyetin tenfizi davası olarak anılmaktadır. Medeni Kanunun 600. maddesi, muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atanmasını kapsamaz (Nitekim değişiklik öncesi medeni kanun 541 metninde "kendisine muayyen bir şey vasiyet edilen kimse" ifadesi kullanılmaktadır). Atanmış mirasçılarda ise miras, mirasbırakanın ölümü ile kazanılır (TMK. md.599/3). Mirasçı atanan kişi, mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanır. Bu durumda, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, atanmış mirasçı adına tescili için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasına, dolayısıyla mahkeme hükmüne ihtiyaç yoktur. Atanmış mirasçıya, buna ilişkin mirasçılık belgesi verilmesi (TMK. md.598/2) yeterli olup, bu nitelikteki belge ile ayni hakların bu kişi adına tapuda (resmi senet düzenlenmeksizin tescili) mümkündür (Tapu Sicili Tüzüğü md.21/a).Yukarıda açıklandığı üzere, davacı; TMK md. 598/2 uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilamı alarak aynı sonuca ulaşabilecektir.O halde, mahkemece; davanın, hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.