MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; 20.07.2004 tarihli görgü tespit tutanağı ile davacının abonesiz kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle davacıdan 7.666.210,000 TL'yi ödemesinin 22.07.2004 tarihli ihtarname ile talep edildiğini, davacının bu tahakkuk ile ilgili yaptığı itirazının reddedildiğini, 17.08.1999 tarihindeki depremde kaçak elektrik kullanıldığı iddia edilen meskenin ağır hasar aldığını, davacının deprem sonrası tedavi için ...'a gittiğini, döndüğünde ise davaya konu taşınmazın tüm elektrik tesisatının çalındığını gördüğünü, bunun üzerine demir toplayan bir yakınından aldığı son endeksi 45730 olan sayacı alarak taktığını ve bu durumu da şifahi olarak kuruma bildirdiğini, kurum yetkililerinin davacıyı yanlış yönlendirdiğini, ilgili sayacın davacıya ait olmadığını belirterek, davalıya borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; usul yönünden Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, esas yönünden ise; davacının davalı kuruma başvurmadan elektrik kullandığını kabul ettiğini, kuruma verdiği dilekçede sayacı kendisinin taktığını kabul ettiğini, bu şekliyle kaçak elektrik kullanıldığının sabit olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 7.666,21 TL borcun 3.004,68 TL'lik diliminden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 122 sayılı kararının "C)Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı hesaplama esas ve yöntemleri" ayrıntılı olarak açıklanmıştır.Somut olayda; davalı kurum görevlilerinin 20.07.2004 tarihinde davacının abonesiz ve davalı idareye kaydı olmayan sayaç takarak kaçak elektrik kullandığını tespit etmeleri üzerine ilgili görgü tespit tutanağını düzenledikleri, bilirkişi tarafından kaçak elektrik tüketimine ilişkin olarak sunulan 27.12.2008 tarihli raporda ise tutanak tarihinde yürürlükte olan 122 sayılı kurul kararına göre hesaplama yapıldığı,ancak ilgili kurul kararına göre ek tahakkuk yapılmaması gerektiği halde bilirkişi tarafından yanılgılı değerlendirme ile ek tahakkuk hesabı da yapıldığı ve mahkemece de bu bilirkişi raporu benimsenerek hüküm tesisi yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.Davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin tutanak tarihinde yürürlükte bulunan ve yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi raporu yukarıda ifade edilen yönü ile yönetmeliğe uygun değildir. Yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilemez.Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle dosyanın yeniden bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan usul ve esaslarda açıklanan yönteme göre yukarıda ifade edilen hususlar gözetilmek suretiyle yeniden hesaplanması için ek rapor alınması, daha sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.