MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 3.850,00 TL'lik alacağa vaki itirazların iptali ile %40 icra inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü - kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dava dilekçesiyle; davalılardan ...'ın keşideci sıfatıyla, davalılardan ...'ın lehdarı olup ciranta sıfatıyla imzaladığı 16.01.2004 vade tarihli 3.850 TL bedelli kambiyo senedini alacağın temliği sözleşmesiyle dava dışı ciranta Şakir Yeşil'den devraldığını beyan ederek, senedin kambiyo vasfını yitirmiş olması nedeniyle 3.850,00 TL asıl alacak 4.111,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.691,89 TL'lik alacağın tahsili için yaptığı ilamsız takibe davalıların itirazının iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar, senedin zamanaşımına uğradığını, vadeyi takip eden 3 yıldan sonraki 1 yıl içinde sebepsiz zenginleşme davası açılmadığını davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, alacağını temlik eden ciranta ... ile ibraname yaptıklarını ve borçlarının olmadığını beyan ederek davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesiyle davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece; alacağın yazılı temlik sözleşmesi gereği senede dayandığı, senedin zamanaşımına uğraması nedeniyle her alacaklı ve borçlunun iç ilişkiye göre adiyen sorumlu olduğunu, davacının kendi borçlusu olmayan keşideci ...'dan hak talep edemeyeceğinden davalı ...'ye açılan davanın reddi, davalı ...'a açılan davanın asıl alacak yönünden kabulü, davalı ... aleyhine % 40 icra inkar tazminatı, davalı ... lehine %40 icra inkar tazminatının tahsili yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalı ...'ın sair temyiz itirazları yerinde değildir.Somut olayda; davacı ile dava dışı alacağını temlik eden Şakir arasında yapılan 20.09.2010 tarihli adi yazılı temlik sözleşmesinin 4. bendinde dava konusu 16.01.2004 vade tarihli, 3.850 TL bedelli senedin temlik sözleşmesine konu olduğu ve dava konusu alacağın kayıtlı bulunduğu bononun bankaya ibraz olunmasından sonra temlik olduğu açıktır. Bonolarda da uygulanan TTK'nun poliçeyle ilgili 602. maddesindeki düzenleme tarzından ortaya çıkan sonuç; poliçe, bono ve çeklerde protesto için gerekli süre ile ibraz müddetinin geçmesinden sonraki devirlerde, keşideci ve müracaat borçlularının son hamile karşı defi ileri sürememe ana ilkesinin uygulanmaması aksine alacağın temliki hükümlerinin uygulanması suretiyle bütün defilerin tanınmış olduğudur. Başka bir deyişle, protesto ve ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılacak ciro alacağın temliki hükümlerine tabi bulunmaktadır.Zamanaşımına uğrayan poliçe alacaklısına, TTK.nun 644. maddesi ile ve sebepsiz iktisap yolu ile senet borçlusuna başvurma imkanı tanınmış bulunmaktadır. TTK'nun 690. maddesinde, poliçeye ait hükümlerin hangilerinin emre muharrer senetlere de uygulanacağı tadadi şekilde belirlenmiştir. TTK'nun 690. maddesinde, sebepsiz iktisapla ilgili 644. maddeye atıf yapılmış değildir.Bu durumda, konunun iki aşamada incelenmesi, birinci aşamada, TTK'nun 644. maddesinin emre muharrer senetlere de uygulanma olanağı bulunup bulunmadığı, ikinci aşamada ise, şayet uygulanma olanağı varsa sebepsiz iktisap süresinin ne olacağı ve hangi tarihten işlemeğe başlayacağı hususlarının tespiti gerekmektedir.1 ) TTK'nun 690. maddesindeki atıf dolayısıyla poliçeye ait hükümlerin pek çoğu emre muharrer senetlere de uygulanmaktadır. TTK 691. maddesinde, bonoyu tanzim edenin tıpkı poliçelerde senedi kabul eden gibi sorumlu olacağı belirtilmiştir. TTK. 644. maddesi hükmü ile zamanaşımına uğramış poliçelerde sebepsiz zenginleşme dolayısıyla poliçeyi kabul edene ve hatta ikinci derecede sorumlu olan kişideciye başvurma hakkı tanınmış olduğuna göre kabul eden gibi sorumlu bulunan bono keşidecisinde aynı yoldan başvurulabilmesi mümkün bulunmak icap eder.Poliçede, kabul eden ve keşidecinin sorumluluğu ile bonolardaki borçlu keşidecinin sorumlulukları aynı nitelikte sayıldığına ve bonolarda keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeden dolayı başvurulmaması için haklı bir sebep gösterilmediğine göre, gerek mehaz kanununda gerekse Türk Ticaret Kanununda, bonolara uygulanmak üzere poliçe hükümlerine atıf yapan 690. maddede sebepsiz iktisaba ilişkin 644. maddenin zikredilmemiş olmasının, bilinçli ve kasıtlı bir davranış olmayıp bir kanun tekniği noksanlığı, bir unutma sonucu olduğu kabul edilmek icap eder.Bu düşünüş şekli karşısında, TTK'nun 690. maddesinde sebepsiz zenginleşme yönünden bono borçlusuna müracaat edilip edilmeyeceği hususundaki kanun boşluğunun, Medeni Kanun hükümleri gereği hakim tarafından tamamlanması ve yukarıda açıklandığı üzere, TTK'nun 644. maddesinde yazılı olan keşideciye müracaat hakkının bonolarda da tanınmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.2 ) TTK'nun 644. maddesinde yazılı sebepsiz iktisap sebebiyle kabul edilen başvurma hakkının hangi zamanaşımı süresine tabi olacağı ve zamanaşımının hangi tarihten işlemeğe başlayacağı konusuna gelince:TTK'nun 644. maddesinde, zamanaşımı süresinin ne olacağı belirtilmemiştir. Bu hususta dahi kanun boşluğu mevcut bulunmaktadır. Fakat TTK'nun 644. maddesinde zikredilen sebepsiz iktisabın TMK' da bahsi geçen sebepsiz iktisaptan farklı bir hukuki müessese olduğunu gösteren açık hüküm mevcut değildir. Kambiyo senedi zamanaşımına uğradığından, lehtar veya hamil, bu hakkın senede dayanarak kullanamaz bir duruma girdiğinden keşideci borçlu, senet bedeli kadar sebepsiz zenginleşmiş olmaktadır. BK'nun 66. maddesine göre, sebepsiz iktisapta bir yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Bu sebeple, kambiyo senetlerinde sebepsiz zenginleşme halinde de bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması, Türk Ticaret ve Borçlar Hukukunun genel düzenlemesine uygun olacaktır.Zamanaşımına uğramış olan kambiyo senetlerinde lehtar veya hamile TTK'nun 644. maddesi ile ayrıca sebepsiz iktisap hükümlerine göre bir ek süre tanınmış olduğundan ve ek sürenin, vadeden itibaren üç yıllık sürenin sonu veya zamanaşımının herhangi bir sebeple kesilmesi halinde yeniden işleyecek üç yıllık sürenin sona erme tarihinden başlayacağının ve bunun hak sahibinin de bilmesi gerektiğinin kabulü zorunludur.Davacı tarafın temyiz itirazları yönünden; keşideci sıfatını taşıyan davalı ... ile davacı arasında temel ilişki olmamasına rağmen yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda sebepsiz zenginleşme hükümleri tartışılmak suretiyle sonucuna uygun olarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Davalı ...'ın temyiz itirazlarına gelince; davacının alacağın temliki hükümleri gereğince sahip olduğu yetkiler mahkemece tartışılarak ve davalının zamanaşımı savunması değerlendirilerek sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken bu hususun dikkate alınmamış olması da bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.