Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2015NUMARASI : 2014/166-2015/239Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının 2012 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, aradan geçen zaman içinde davalı kadının çalışmaya başladığı ve yoksulluk durumunun ortadan kalktığını beyan ederek, ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında herhangi bir değişiklik olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık,yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.Yargıtay HGK.nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Somut olayda, davalı kadının özel bir hastanede hemşire olarak çalışmaya başladığı, aylık 1350 TL maaş aldığı, 250 TL kira ödediği, davacının ise, kırtasiye dükkânının bulunduğu, aylık gelirinin 1500 TL olduğu anlaşılmıştır.Davacı her ne kadar, çalışmak suretiyle bir gelir elde etmeye başlamış ise de, bu geliri elde ettiği işin bir garantisi bulunmayıp, işin özel iş olması nedeni ile davalı kadının her an işten çıkarılma durumu söz konusu olabilecektir.Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalı kadının, aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin onu yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakadan hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.