Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18647 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10912 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : BURSA 4. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/02/2015NUMARASI : 2014/1592-2015/261Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalının, abone olmadan elektrik kullanıldığını tespit ettiklerini, kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden davalı hakkında kaçak elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini, bu alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirzda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile icra takibinin 3055,86 TL üzerinden devamına karar verilmiş, verilen bu karanın her iki tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/1333 E. , 2014/9040 K. sayılı kararı ve "....Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında mühendis bir bilirkişiye verilerek, davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 122 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir...." gerekçesi ile bozularak, mahalline iade edilmiştir. Yerel mahkeme tarafından, bozma ilamına uyulması neticesinde, davalı tarafa bilirkişi ücretini yatırması hususunda kesin mehil verilmiş, verilen bu kesin mehile rağmen, davalı tarafın bilirkişi ücretini yatırmamıştır.Mahkeme tarafından, verilen kesin mehile rağmen davalının bilirkişi ücretini yatırmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu karar davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.Medeni Kanun madde 6 gereğince; "Kural olarak herkes, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür." Davacı taraf, delil listesinde bilirkişi incelemesine dayanmış ve bu şekilde de iddiasını ispat yönünden bu dayandığı delilin değerlendirilmesini talep etmiştir.Bu durumda, bilirkişi ücretini yatırması hususunda mehil verilecek kişi davalı değil, davacı taraf olmalıdır.Öyle ise mahkemece, Dairemizin yukarıda belirtilen bozma kararı doğrultusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilmesi için, davacı tarafa bilirkişi ücretini yatırması için mehil verilip, bu mehilin sonucunda bilirkişi masrafının davacı tarafça yatırılmaması durumunda, şimdiki gibi davanın ispat edilemediği gerekçesi ile reddine karar verilmesi, bilirkişi ücretinin yatırılması durumunda ise, yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı takdir sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.