Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18642 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11031 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/12/2014NUMARASI : 2013/350-2014/531Taraflar arasındaki maddi ve manevi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, maddi tazminat davasının reddi, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının evinde hırsızlık olduğunu ve kimliğinin çalındığını, davacının kimlik bilgileri kullanılarak onun adı ile abone sözleşmesi yapıldığını, kaçak elektrik kullandığı iddiası ile haciz ve hapis tehdidi ile davalının, davacıdan kaçak elektrik bedelini istemesinin davacıda büyük üzüntü oluşturduğunu, işini gücünü bırakıp, bu iş ile ilgilendiği için kâr mahrumiyeti yaşadığını ve birtakım masraflar yaptığını beyan ederek, 3000 TL maddi ve 7000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında; davacının uğradığı bir zarar varsa, kendilerinden değil, sahteciliği yapan 3. kişilerden istemesinin gerektiğini, davacıya icra borcunun ödenmesine ilişkin olarak gönderilen yazının, kurumun sözleşmeli avukatı tarafından tüm borçlulara gönderilen matbu bir evrak olduğunu, maddi ve manevi tazminatın şartlarının olayda gerçekleşmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, maddi tazminat talebinin ispat edilemediği gerekçesi ile reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 4000 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; uyuşmazlık, davalı tarafın manevi tazminat talebinden sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Manevi tazminat ise, manevi zararın giderim biçimidir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiilin bulunması, bu fiil ile kişilik hakkının ihlal edilmesi, ihlal fiilinin kişilik değerlerinde objektif bir eksilmeye sebep olması ve zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Manevi tazminat ile, kişinin, kişilik değerlerinde meydana gelen zarar giderilmeye çalışılmaktadır. Yasalarımız, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına yönelik suçlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi, isme saldırı, nişan bozulması, evlenmenin feshi, babalığın benimsenmemesi, bedensel zarar ve öldürmedir. Kişilik hakları, hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse; TMK'nın 24. ve BK'nın 49.maddesi (TBK 58. mad.) uyarınca manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında, tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır.Somut olayda; davalı tarafından davacı aleyhine elektrik borcunun tahsili için icra takibi yapılmış ve davacının takibe yaptığı itiraz üzerine de, bu takip durmuştur.Davalının avukatı tarafından, davacıya gönderilen ve davacının manevi tazminat talebine esas aldığı yazıda ise "... davacı hakkında icra takibi yapıldığı, borcun ödenmemesi durumunda elektriğin kesileceği, açılacak ceza davası neticesinde hapis cezası alınabileceği, bu durumun adli sicil kayıtlarına geçerek hem davacıyı hem de ailesini etkileyeceği..." gibi hususlarda hatırlatmaların bulunduğu görülmüştür. Yazı içeriği itibariyle, davacının kişilik haklarını ihlal eder mahiyette olmadığı gibi, davalı şirket avukatı tarafından, bütün borçlulara gönderilen matbu bir evrak niteliğindedir.Hal böyle olunca, mahkemece; davalının, davacının kişilik haklarına yönelik bir eylemi ispat edilemediğine göre; bu davacı hakkında, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile, talebin tümden reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde talebin kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.