Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 18632 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11147 - Esas Yıl 2015
İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İZMİR 12. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 12/05/2015NUMARASI : 2014/353-2015/325Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması - indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların İzmir 5.Aile Mahkemesinin 2011/903 esas, 2012/476 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını,davalı lehine aylık 450.- TL yoksulluk nafakası takdir edildiğini,boşanma davasının kesinleşmesinden sonra davalının almış olduğu tazminat ile kızı adına bir ev satın aldığını ve bu evde kendisinin ikamet ettiğini, ayrıca vefat eden babasından da maaş bağlandığını,bunun dışında kayıt dışı olarak kozmetik ürünleri satarak gelir elde ettiğini, ayrıca davalının başka biri ile birlikte yaşadığını ancak nafakanın kesilmemesi için resmi evlilik yapmadığını, müvekkilinin ise sadece bir emekli maaşı bulunduğunu ve annesinin de bakımına katkıda bulunduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ya da indirim yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece;davanın kabulü ile;davalı için daha önce İzmir 5.Aile Mahkemesinin 2011/903 esas,2012/476 karar sayılı ilamı ile takdir edilen aylık 450.- TL ' lik yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 20/05/2014 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde, yararına yoksulluk nafakası takdir edilen kadının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması halinde mahkeme kararı ile nafakanın kaldırılacağı öngörülmüştür.Somut olayda; tanık beyanları kadının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşadığını kabule yeterli değildir.Bu nedenle yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması doğru görülmemiştir.Ancak Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir".Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" bu itibarla asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmanın yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir.Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır.Dosya kapsamına göre, davalıya yoksulluk nafakasının bağlanmasından sonra SGK dan 800 TL aylık bağlandığı anlaşılmaktadır. O halde;davalının aldığı maaş nazara alındığında; yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tamamen kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.