İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : AYDIN 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 17/04/2015NUMARASI : 2014/613-2015/381Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın birleştirilmesine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların 04/04/2012 tarihinde evlendikleri, müşterek çocukları olduğunu, davalının evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı ve müşterek çocukla ilgilenmediğini, ailesini ziyarete giden davacıyı istemediğini, eve gelme dediğini ve davacının eve dönüşünü engellediğini, davacı ile davalının ayrı yaşamaya başladığını, davalının davacı ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek davacı için 350,00 TL ve müşterek çocuk için de 400,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, iddiaları kabul etmediklerini, İstanbul 11. Aile Mahkemesinin 2014/589 Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; boşanma davasından bağımsız açılan tedbir nafakası davasında verilecek kararın boşanmaya etki edecek nitelikte olduğu, asıl davanın boşanma davası olduğu ve her iki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gözetilerek HMK'nun 166/2 maddesi gereğince iş bu dosyanın İstanbul 11. Aile Mahkemesinin 2014/589 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK. nun 166/2. maddesine göre; “Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.”Somut olayda; eldeki dava Aydın 2. Aile Mahkemesinde, boşanma davası ise bundan sonra İstanbul 11. Aile Mahkemesinde açıldığına göre, bağlantı sebebiyle birleştirme talebi ikinci davanın açıldığı mahkemeden istenebileceği ve birleştirmeye bu mahkemece karar verilebileceği nazara alınmadan, birleştirmeye karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bundan ayrı, ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166.maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md.201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Tedbir nafakası davası, boşanma davasından bağımsız olarak açılabilir.O halde mahkemece, usulüne uygun birleştirme talebi bulunmadığından ve tedbir nafakası davasının boşanma davasından bağımsız olarak açılabileceğinden talebin reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.