Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18453 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10094 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : GEBZE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/04/2015NUMARASI : 2014/565-2015/212Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalının aboneliğine bağlı elektrik kullanım bedeline ilişkin faturanın ödenmediğini, bu nedenle aleyhinde icra takibi yaptıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; dava konusu abonelik sözleşmesinin müvekkilince imzalanmış ise de, bahse konu yerde müvekkilinin kiracı olduğunu, dükkan sahibinin baskısı nedeniyle müvekkilinin 2005 yılı Ocak ayında işyerini tahliye ettiğini ve 23.03.2005 tarihinden bu yana elektrik sayacını kullanmadığını, sayacın iptal olduğunu söyleyen dükkan sahibince elektriğin kullanıldığını, müvekkilinin ödeme emri gelince durumdan haberdar olduğunu, itirazında kötüniyetli olmadığını, 2005 yılında elektriği kesmeyen davacının kusurlu ve kötü niyetli olduğunu, 7 yıl sonra icra takibine geçilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuş ve kötüniyetli takip nedeniyle davacının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.Mahkemece; Davanın kısmen kabulüne, Gebze 1.İcra Müdürlüğü'nün 2011/4478 Esas sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 883,24 TL asıl alacak ve 1.151,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.034,63 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddin karar verilmiş, verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm Dairemizin 28.05.2014 tarih, 2014/1054-8416 sayılı ilamı ile; ''...Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davacı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davalıya karşı müteselsilen sorumludur. Davaya konu icra takibi 29.11.2011 tarihinde başlatılmış olup, davacı kurumun 6 yılı aşan uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların (48 adet) ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedeli aslından ve tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmayacaktır. Olsa olsa davacının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden sorumluluğunu ortadan kaldırır. Aksine düşünce davacı kurumun sebepsiz zenginleşmesine yol açacaktır. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sona erdiren yargı mercileridir. Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş, dosyanın önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise, davalının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davacı için gecikme zammı ve faizden müterafik kusur oranında indirim sağlayacağı nazara alınarak, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.'' gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; Davanın kısmen kabulüne, Gebze 1.İcra Müdürlüğü'nün 2011/4478 Esas sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 883,24 TL asıl alacak ve 1.151,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.034,63 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak hesaplama gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine, davalı tarafın kanıtlanamayan kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, sözkonusu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Mahkemece, bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.Sözkonusu bozma ilamı uyarınca rapor tanzimi için dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi kurulu tarafından tanzim kılınan üçlü bilirkişi kurulu raporunda ; "...davalı A.. Ö.. ödenmeyen ilk faturayı takip eden 2. faturanın son ödeme tarihine kadar olan elektrik bedellerinden sorumlu olup, son ödemesi 22/07/2005 tarih ve 363,89 TL fatura ile bunu izleyen 2. fatura olan 22/09/2005 tarih ve 519,35 TL tutarlı faturalardan sorumlu olduğu, dolayısıyla 22/09/2005 tarihinden itibaren gerçekleşen elektrik tüketiminden davacı ve fiili kullanıcının birlikte sorumlu oldukları, bu tarihten sonraki tüketim ana borcu 25.772,76 TL olduğu, ancak ödenmeyen ikinci faturanın son ödeme tarihini izleyen 5 gün içerisinde yönetmelik gereği abonenin elektriğini kesmeyen davacı kurumun birlikte kusurlu olduğu, bu kusur nedeniyle başkalarınca tüketilen elektrik enerji bedelinden davalının sorumlu tutulamayacağı, fiili kullanıcı Şerafettin Bişgin icra borcunun 20.800 TL kısmını kabul ettiği, bu durumda davalı A.. Ö..'ün 883,24 TL faturaları ve hesaplanacak ilk faturanın ikinci faturanın son ödeme tarihi 22/09/2005 tarihine kadar fatura bedeli ve gecikme faizinden sorumlu olduğu, sonraki fatura ve gecikme bedellerinden sorumlu tutulamayacağı" belirtilmiş; Dairemizin 28.05.2014 tarih ve 2014/1054 Esas- 2014/8416 K.sayılı bozma ilamına aykırı ifadeler içeren sözkonusu rapor hükme esas alınmıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve devam eden kullanımlara sebebiyet veren abone davalının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK.'nun 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.Dairemizin 28.05.2014 tarih 2014/1054 Esas- 2014/8416 Karar sayılı ilamında; dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise, davalının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davacı için gecikme zammı ve faizden müterafik kusur oranında indirim sağlayacağı belirtilmiş olmasına rağmen; davalı aynı zamanda abone A.. Ö..'e ödenmeyen ilk faturayı takip eden 2. faturanın son ödeme tarihine kadar olan elektrik bedellerinden sorumlu olup, son ödemesi 22/07/2005 tarih ve 363,89 TL fatura ile bunu izleyen 2. fatura olan 22/09/2005 tarih ve 519,35 TL tutarlı faturalardan sorumlu olduğu, sonraki fatura ve gecikme bedellerinden sorumlu tutulamayacağına" dair bozma ilamıyla açıkca çelişen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.O halde, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişiden farklı, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna verilerek, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak davacının borçlu olduğu miktarın tespitinin yapılmasının sağlanması, bundan sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.