Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18394 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 218 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ERDEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/09/2014NUMARASI : 2013/190-2014/493Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; H. M.M.A. Sokak S. Apt. Karşısı No:37 Erdek adresinde bulunan meskende elektrik aboneliğinin vefat eden babası adına kayıtlı olduğunu, davalı tarafından 23/09/1999-09/10/2007 tarihleri arasında sehven saatin 4 hane üzerinden okunarak hatalı tahakkuk yapıldığının bildirildiğini, bu nedenle 13.750,26 TL haksız tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek; müvekkilinin davalıya 13.750,26 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde: davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2012/3649 E -2013/1059 K sayılı ilamı ile;"...sayacın tüketim endekslerinin 23.9.1999 tarihinden 9.10.2007 tarihine kadar tamamının getirtilerek, sayaç endekslerinin eksik okunmaya başlandığı tarihin tam olarak tespiti ve tüketim dönemleri itibariyle geçerli olan elektrik tüketim bedellerinin hesaplanması için bilirkişi heyetinden alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi ..." gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya 1.611,33 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir. Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Aynı ilkeler, HGK’nun 17.12.2003 gün ve 2003/19-781 E., 2003/768 K. ve HGK' nun 14.5.2014 gün 2013/19-1155 E, 2014/660 K sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.Mahkemece bozma kararına uyularak bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 10.3.2009 tarihli kök raporda; dava konusu elektrik borcuna dayanak yapılan sayacın seri numarasının 100584 olduğu, ancak tüketim ekstrelerine göre davacının vefat eden murisi -Kazım - adına kayıtlı abonelikteki sayacın seri numarasının ise 100583 olarak yazıldığı, davalı kurumun dava konusu abonelikte kullanılan sayaca ilişkin belge bulunmadığını bildirildiği, 100583 nolu sayacın sayaç endeksleri incelendiğinde, tüketim değerlerinin normal seyir izlediği, davalı kurumun dayanak yaptığı verilerin birbiri ile çeliştiğinden, dava konusu tahakkukların geçerli olmadığı vurgulanmıştır. Davalı taraf, kök rapora itirazında; dava konusu abonelikteki sayacın seri numarasının 100583 olduğunu, Balıkesir Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü test raporunda sayaç numarasının sehven 100584 olarak yazıldığını ve bu rapora göre dava konusu ek tahakkuk yapıldığını açıklamıştır. Davalı vekilinin itirazları kapsamında aynı bilirkişi heyetinden alınan 27/06/2014 tarihli ek raporda ise; söz konusu sehven kayıt edildiği açıklamasının mahkemece kabul edilmesi halinde; eksik okumanın başladığı 23/09/1999 tarihinden 07/12/2007 tarihleri arasında eksik tahakkuk etttirilen 90002 KWH elektrik miktarının 1999/09-2007/12 tarihleri arasındaki ortalama birim fiyat üzerinden 12.138,93 TL olduğunu bildirmiştir. Dava konusu tahakkuk, Balıkesir Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü raporunda açıklanan 100584 nolu sayaca ilişkindir. Davalı taraf sayaç nosunun sehven yazıldığını gerçekte sayacın seri nosunun 100583 olduğunu savunmuştur. Bu durumda ispat yükü davalı taraf üzerinde olup, dava konusu tahakkuka dayanak Balıkesir Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü raporunun ve dava konusu tahakkukun, 100583 sayaç hakkında düzenlendiğini ispatlamakla yükümlüdür. Öte yandan, bilirkişi raporunda; bozma ilamı doğrultusunda, her bir tahakkuk dönemindeki bedeller esas alınarak ayrı ayrı hesaplama yapılması gerekirken, 1999/09-2007/12 tarihleri arasındaki ortalama birim fiyat üzerinden hesaplama yapılmış, mahkemece de benimsenen bu ek bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuştur. Bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tümü ile yerine getirilmeden yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek bozma kararına aykırı biçimde hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan olgular ve hükmüne uyulan bozma kararı göz önüne alırarak, ispat yükünün davalı üzerinde olduğu gözetilip, dava konusu tahakkuka ilişkin sayaç numarasının yanlış yazıldığının davalı tarafından ispatlanması halinde görevlendirilecek başka bir uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması taraflar lehine bozmayı gerektirmiştir. Bozma sebep ve şekline göre davacı tarafın, yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.