MAHKEMESİ : ZONGULDAK 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/06/2013NUMARASI : 2012/346-2013/494Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalı apartman yönetiminin su abonesi olduğunu, ancak su bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe haksız olarak itiraz ederek durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre; davalının takip dosyasına yaptığı itirazın 3.345.87 TL asıl acalacak için iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.6100 sayılı HMK'nun 4.maddesinde; "(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları görürler." hükmü yer almaktadır.Somut olaya gelince; dava, davalı tarafından kullanılan su bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, genel mahkeme (tüketici mahkemesi) görevlidir.Hal böyle olunca, mahkemece; dava tarihi itibariyle HMK'nun 4.maddesinde sayılanlar dışındaki davaların sulh hukuk mahkemelerinde görülemeyeceği ve genel mahkemenin görevli olduğu dikkate alınarak, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bozma sebep ve şekline göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.