Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1837 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17638 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2012/81-2013/99 Taraflar arasında görülen teminat mektubunun iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Genel Müdürlük ile ÇEAŞ arasında elektrik abonelik sözleşmesi imzalandığını bu sözleşme uyarınca güvence bedelinin ödendiğini, bilahare ÇEAŞ'ın imtiyaz sözleşmesinin 12/06/2003 tarihinde iptal edildiğini ve bu şirketin yapmış olduğu dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüleceğinin ve güncellenmiş güvence bedellerinin banka hesaplarına yatırılması gerektiğini aksi halde elektriğin kesileceğinin taraflarına bildirildiğini, talep edilen 59.369,00 TL güvence bedeli mukabili iki adet teminat mektubunun TEDAŞ'a teslim edildiğini ancak daha evvel 19.600 TL güvence bedelinin ÇEAŞ'a verilip sözleşme imzalandığı halde bu bedelin taraflarına iade edilmediğini belirterek, 59.369,00 TL tutarındaki iki adet teminat mektubunun TEDAŞ'tan alınarak taraflarına verilmesine veya daha evvel yatırılan 19.600 TL güvence bedelinin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı TEDAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın ÇEAŞ'a karşı açılması gerektiğini, bu şirketin borçlarından dolayı şirketlerinin sorumlu tutulamayacağı belirterek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Davalı ÇEAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, imtiyaz sözleşmesinin 2003 yılında feshedildiğini, bu tarihten itibaren 9 yıl geçtiğini ve talebin zamanaşımına uğradığını, aynı konuda davacı tarafından Mahkeme'nin 2006/141 Esas sayılı dosyasında davanın açıldığı ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini bu dosyanın kesinleşmeden iş bu davanın açıldığı davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği, güvence bedeli olarak ödenen ancak meblağı ispatlanamayan bedelden şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığını, güvence bedellerinden EÜAŞ, TEİAŞ ve TEDAŞ'ın sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; HMK'nun 114/1-ı maddesinde daha önceden açılmış ve görülmekte olan bir davanın bulunmaması şartı dava şartı olarak kabul edilmiş olduğundan ve süresinde bu davaya karşı derdestlik itirazında bulunulduğundan, açılan davanın HMK'nun 114/1-ı, 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usülden reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; elektrik aboneliği sebebiyle davalılara verilmiş olan teminat mektubunun veya güvence bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece; davacı tarafın talebinin HMK'nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biridir. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Çünkü; aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur. Daha önce HUMK m.187/4'de bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus HMK m. 114/1-ı hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir. Somut olayda kesinleşmemiş olarak telakki edilen ilam tetkik edilecek olursa; davacı tarafından, daha evvel Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2006/141 Esas sayılı dosyasında, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanarak davanın açıldığı, davanın 2 kez takipsizlik bırakılması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırıldığı ve bilahare 06.03.2012 tarihinden itibaren davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece iş bu davanın açıldığı tarihte mezkûr kararın tebliğe verilip kesinleştirilmemesi sebebiyle derdest sayılacağı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; davanın açılmamış sayılması kararı temyizi kabil niteliktedir. Ancak, derdestlik yönünden kararın temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Burada davaların takipsiz bırakılmasını önlemek amacı güdülmüştür. Bu itibarla, davanın taraflarca takip edilmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren 3 ay içinde dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına ilişkin oluşan tüm yasal hüküm ve sonuçlar başkaca bir işleme bağlı olmadan doğrudan doğruya yürürlük kazanır. Derdestlik, dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden 3 aylık süre ile sınırlı olmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Ancak bu hükümler davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların salt doğumu ile kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar zamanaşımını kesme etkisi dahi sona erer. O halde mahkemece; davanın esasının incelenerek sonucu dairesinde hüküm tesisi cihedine gidilmesi gerekirken yazılı ve yanılgılı gerekçeler ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.