MAHKEMESİ : AKHİSAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/02/2015NUMARASI : 2014/337-2015/37Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin, dava konusu taşınmazın 1/7 hissesini 2003 yılında 3.800,00 TL ödemek suretiyle dava dışı hissedarlardan satın aldığını, masraf yaparak taşınmazı birinci sınıf tarım arazisi haline getirdiğini, taşınmaza muhtelif türde ağaçlar diktiğini, bu şekilde hissesinin değerini 20.670,00 TL'ye yükselttiğini ancak davalıların şufa haklarını kullanmak suretiyle müvekkilinin hissesini 2.726,00 TL ödeyerek adlarına tescil ettirdiklerini, bu şekilde müvekkili aleyhine 17.944,00 TL sebepsiz zenginleştiklerini belirterek; sebepsiz zenginleşilen miktarın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; ağaçların taşınmazın satış tarihinden önce de var olduğunu, şufa davasının yargılaması sırasında taşınmazın mahallinde yapılan keşifte davacının ağaç dikmek suretiyle taşınmazı imar ihya ettiğini ifade etmediğini, davacının eldeki davayı kendisine taşınmazı satan kişilere karşı açması gerektiğini, kaldı ki davacının taşınmazı satın aldığı günden itibaren kullanarak gelir elde ettiğini, mahkemece davacının talebi kabul edilecek olur ise, elde edilen semerelerin, masraf bedelinden düşürülmesi gerektiğini, müvekkillerinin tapuda gösterilen taşınmaz değerini ödemek suretiyle taşınmaz üzerinde hak elde etmeleri nedeniyle haksız kazanç elde etmediklerini savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davacının taşınmazı satın aldığı kişilere karşı ileri sürmediği hususları, şufa davası sonucu taşınmazı satın alan kişiye karşı ileri sürmelerinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş söz konusu karar dairemizin 26.05.2014 Tarih 2014/824 Esas 2014/8190 Karar Sayılı ilamıyla, temyiz incelemesi neticesinde “önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile alıcı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisinin kurulmuş olduğu nazara alınarak, taraflarca bildirilen tüm delillerin usulünce toplanması, davacının talebinin sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde değerlendirilerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme sonucu somut olaya uymayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozma konusu yapılarak ilgi yargılama dosyası yerel mahkemeye iade edilmiştir. Söz konusu bozma ilamı üzerine, dosyanın gönderildiği yerel mahkemece; bozma ilamına uyulması yönünde karar alınmış, yargılama neticesinde; davacının taşınmazın ihyası için yaptığı masrafları davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 4.327,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı, davaya konu taşınmazın 1/7 hissesini dava dışı hissedarlardan satın almış, 15.12.2010 günü alıcı aleyhine önalım davası açılmış, mahkemece dava kabul edilerek alıcının hissesi iptal edilmiş, davacı satın aldığı taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkını kaybetmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda; önalım davasının kesinleştiği tarih itibariyle davaya konu taşınmazın 1/7 oranındaki kısmının, davacının yaptığı taş toplama ve toprak işleme masrafı ile davacının diktiği ağaçların bedellerinin hesaplandığı, mahkemece davacının yaptığı taş toplama ve toprak işleme masrafı ile davacının diktiği ağaçların bedelleri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir.TMK'nın 722.maddesinde; "Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur.Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıya yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir."Aynı kanunun, 723.maddesinde ise; "Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür.Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir.Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir." hükümlerini içermektedir.Anılan hükümler, esas itibariyle (BK'nın 61 ve devamı maddelerinde) TBK'nın 77 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir halidir ve zenginleşmeyenin iade borcu doğmaz. Ne var ki, somut olayda; dava konusu parseldeki davacı tarafından yapılan taş toplama ve toprak işleme ile davacının diktiği ağaçlar kabul edilmiştir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; TMK'nın 723/1 maddesi gereğince; önalım davasının kesinleştiği tarih itibariyle taşınmazın davacı tarafından taş toplama ve toprak işlemeyi gerçekleştirmediği ve ağaçsız hali ile işlem görmüş ve ağaçlı halinin değerinin ayrı ayrı bilirkişiye tespit ettirilip, aradaki yansıma değerinin de davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil edeceği gözetilerek; oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde yansıma değerine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.