MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2015NUMARASI : 2014/824-2015/417Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; velayeti müvekkilinde bulunan, müşterek çocuk Harun için, 05.10.2010 tarihli artırım kararı ile 225 TL olarak belirlenen iştirak nafakasının, müşterek çocuğun ilköğretim 3. sınıf öğrencisi olduğunu, ihtiyaçlarının arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, aylık 400TL' ye artırımı ve her yıl ÜFE oranında artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; müşterek çocuğun köyde anneannesi ile birlikte yaşadığını, davacının müşterek çocukla ilgilenmediğini, davalının yeniden evlendiğini, ödeme gücü bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacının yeniden evlendiği, müşterek çocukla ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, müşterek çocuğun ihtiyaçlarının davacının annesi tarafından karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının artırımı talebine ilişkindir.TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 05.02.2009 tarihli karar ile boşandıkları, boşanma neticesinde müşterek çocuk 26.03.2006 doğum tarihli Harun' un velayetinin davacı anneye verildiği ve lehine aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 22.07.2010 dava tarihli artırım davası ile nafakanın 225TL olarak belirlendiği, davacının ev hanımı olup, gayriresmi olarak evli olduğu, 250TL kira giderinin bulunduğu, davalı babanın ise din görevlisi olarak çalıştığı, 2.200TL maaşının olduğu, lojmanda ikamet edip, kira giderinin olmadığı, 2. evliliğini yaptığı, 2. eşinden 1 çocuğunun olduğu anlaşılmaktadır.26.03.2006 doğumlu müşterek çocuk Harun, ilköğretim 3. sınıf öğrencisi olup, davacının annesi ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Müşterek çocuğun velayeti davacıda olup, davacının annesinin çocuğun bakımı ile bizzat ilgilenmesi sonuca etkili değildir. Mahkemece, bu gerekçe ile yukarıdaki şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır. O halde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, nafakanın hükmedildiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir nafaka takdir edilmesi gereklidir.Ayrıca, dava, iştirak nafakasının artırımına ilişkin olup, mahkemece yardım nafakası olarak nitelenmesi de uygun görülmemiş olup, tüm bu hususlar bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.