Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 18297 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9772 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2015NUMARASI : 2014/593-2015/154Taraflar arasındaki nafakanın artırımı-kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; tarafların 16.11.2011 tarihli karar ile boşandıklarını, davacı kadın lehine 800 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, boşanma dava dosyasında yapılan keşifle davacının malvarlığının 6.550.000 TL değerinde olduğunun tespit edildiğini, mevcut nafakanın aradan geçen sürede yetersiz kaldığını belirterek 3.000 TL'ye artırımı ile her yıl TÜİK' in belirlediği ÜFE oranında artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davacı kadının, emekli maaşı ile hayatını idame ettirebileceğini savunarak davanın reddini; karşı dava dilekçesinde, davacı kadın lehine 16.11.2011 tarihli boşanma kararı ile 30.000 TL manevi tazminata, 02.06.2013 tarihli karar ile 200.000 TL maddi tazminata hükmedildiğini, söz konusu meblağ ile davacı kadının eczacılık mesleğine yeniden başlama olanağının bulunduğunu belirterek mevcut yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davacı -karşı davalının boşanma davasının fer'i niteliğindeki tazminatla, haksız zenginleştiğinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle karşı davanın reddine, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak asıl davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 900 TL'ye artırımına karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava, yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir.TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir."TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda, tarafların 15.09.1995 tarihinde evlendikleri, 10.06.2011 tarihli karar ile boşanmalarına karar verildiği, boşanma kararının, aylık 800 TL yoksulluk nafakası ve 30.000 TL manevi tazminat yönünden 29.11.2012 tarihinde kesinleştiği, maddi tazminat yönünden ise, bozma sonrası 02.07.2013 tarihli karar ile 200.000 TL olarak belirlenen tazminat kararının 12.03.2014 tarihinde kesinleştiği, davacı-karşı davalının 64 yaşında, 1.000 TL emekli maaşı almakta olduğu, başkaca menkul veya gayrimenkulünün bulunmadığı, kanser tedavisi gördüğü, davalı–karşı davacının ise 65 yaşında, 1.180 TL emekli maaşı almakta olduğu, 3.600 TL kira geliri olduğunu beyan ettiği, İstanbul ili Suadiye ilçesinde 3 adet dairesinin bulunduğu, 2012 model Dacia marka otomobilinin bulunduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile az miktarda artışa dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Ayrıca, davacı-karşı davalı tarafın her yıl nafaka artış miktarının belirlenmesine yönelik talebi hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken, bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bu hususlar bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.