Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18286 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 291 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/03/2014NUMARASI : 2012/240-2014/155Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davalının, kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, tahakkuk ettirilen 5.354,14TL kaçak bedelini ödemediğini, yapılan takibin, davalının itirazıyla durduğunu belirterek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, cevap dilekçesinde; kaçak elektrik kullanmadığını, meskeninin bulunduğu sitede ana sayaç üzerinden elektrik kullandığını, kendi dairesinin payına düşen miktarı site yönetimine ödediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; dosya kapsamına göre, bina yapım sorumlusu adına tutanak düzenlenmesi gerektiği, davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Elektrik kullanımdan dolayı fiilen kullanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, bu sorumluluk abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Fiilen elektrik kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre; alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.Öte yandan, BK.nun 41.vd.(TBK.nun 49.vd.) maddeleri gereğince kaçak elektrik kullanmak haksız fiil niteliğindedir. Haksız fiilin borç doğurması, taraflar arasındaki bir muameleye (işleme) dayalı olmamasına bağlıdır. Haksız fiil yapma ya da yapmama şeklinde gerçekleşebilir.Somut olaya gelince, kaçak elektrik borcundan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davacı tarafından davalı aleyhine takip başlatılmıştır. Davalının elektrik abone sözleşmesi yapma yükümlülüğü bulunmasına rağmen, abone kaydı olmadan elektrik kullanması haksız fiil niteliğindir. Davalının eyleminin usulsüz elektrik kullanımı veya kaçak elektrik kullanımı kapsamına girip girmediğinin yönetmelik hükümlerine göre uzman bilirkişi tarafından değerlendirilip, davalının sorumlu olduğu elektrik bedelinin yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması gerekmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında ve dava konusunda uzman mühendis başka bir bilirkişiye verilmesi, bilirkişi tarafından davalının eyleminin usulsüz elektrik kullanımı veya kaçak elektrik kullanımı kapsamına girip girmediği Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre değerlendirilip, davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.