Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18256 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20398 - Esas Yıl 2014





T.C.YARGITAYMAHKEMESİ : İNEBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/06/2014NUMARASI : 2013/162-2014/352Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, davalının İnebolu İcra Dairesi'nin 2013/98 Esas sayılı dosya ile aleyhine yürüttükleri icra takibi nedeni ile 28/03/2013 tarihinde ödeme emrine itiraz ederek takibin durduğunu, davalının söz konusu itirazını tamamen zaman kazanmak için yapmış olduğunu, davalının bu borcun su borcuna ilişkin olduğunu bildiğini, kendisine icra takibi ile borç listesinin gönderildiğini, hatta borca ilişkin yapılandırma yapılarak taksitlendirildiğini, bu taksitleri kendisinin ödememesi üzerine hakkında icra takibi başlatıldığını davalının da bildiğini, buna ilişkin olarak gerek dava dilekçelerinde gerekse icra müdürlüğü dosyasındaki belgeler ile borcun sebebinin açıkça belli olduğunu, bu hususun da davalı tarafından bilindiğini, bu nedenlerle açılan davanın kabulü ile borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline kötü niyetli olarak borcun ödenmesinin ertelenmesi nedeni ile borca itiraz eden davalı aleyhine %40 inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında, dava konusu su aboneliğini 2011 yılında davacı belediye ile yaptığını, 2011 yılına kadar olan su borçlarının Seyfi Kök ile şahsına ait olduğunu, ancak aboneliğin Hakkı adına olduğunu, su aboneliklerinin bulunduğu Yeni Çarşı Sokak No:9 da bulunan müstakil ev ve altında dükkan olan taşınmazı 2011 yılında başka birine sattıklarını, 2011 yılından sonraki su kullanımlarının taşınmazı satın alan yeni maliklere ait olduğunu, 30/05/2011 tarihinde yapılandırma yaptıkları dönemdeki yapılandırmaya ilişkin olan su borçlarının Seyfi ile şahsına ait olduğunu, yapılandırma sonrası su abonelikleri borçlarının kendilerine ait olmadığını, aleyhinde davacı tarafça yürütülmüş olan İnebolu İcra Müdürlüğü'nün 2013/98 Esas sayılı dosyasındaki 3.115,98 TL'lik aboneliğe ilişkin borcu kabul etmediğini, zira bu abonelerle ilişkin su saatinin bozuk olduğunu, herhangi bir sarfiyat yapılmadan tahakkuk ettirilmiş bir su borcu olduğunu, ancak icra takibinin diğer kısımlarına herhangi bir itirazı olmadığını, diğer kısımların Seyfi Kök ile şahsının ortak borcu olduğunu, Hakkı Kök'ün Seyfi Kök ile şahsı haricinde kalan diğer mirasçılarının bu su borçlarıyla herhangi bir ilgisi olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davalının İnebolu İcra Müdürlüğü'nün 2013/98 E. sayılı dosyasına yönelik itirazının 133,38 TL asıl alacak, 1,60 TL işlemiş faizi, 869,33 TL asıl alacak ve 10,40 TL işlemiş faizi, 235,79 TL asıl alacak ve 2,82 TL işlemiş faizi yönünden iptaline, ve bu asıl alacak ve işlemiş faizler yönünden takibin devamına, davalının 3.115,98 TL asıl alacak ve 37,29 TL işlemiş faize yönelik itirazının iptaline ilişkin davacı tarafın talebinin reddine, davalının hüküm altına alınan 1.253,32 TL'nin İİK'nun 67. Maddesi gereğince %20'si oranında tazminat ödemesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; su aboneliğinden kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. HMK.nun 266.maddesi gereğince ancak çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilebileceği, hakimin kendisinin sahip bulunmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvuracağı, bu nedenle bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında özel ve teknik bilgiye sahip, başka bir deyişle o konuda uzman olması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla mahkemece teknik konularda mutlaka teknik öğrenim görmüş olan mimar, mühendis, hesap bilirkişisi gibi kişiler bilirkişi olarak seçilmelidir.Somut hadisede su aboneliğinden kaynaklanan ilamsız icra takibine, davalı tarafından itiraz edilmiş, davacı tarafından da takibe vaki itirazın iptali davası açılmış olup, Mahkemece bu alacakların tespiti yönünden avukat bilirkişiden rapor alınmıştır. Avukat, su borcundan kaynaklanan alacakların hesaplanması konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığından, avukat bilirkişinin raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir.Öyle ise mahkemece; konusunda uzman makine mühendisi bilirkişisinden rapor alınıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.